k/adın dilimde huzurun türküsü,
içimde Prag gecelerinin kar beyaz sıcaklığı,
k/adın çığlıklarımın aşk rengi,
yarınım,
yüreğindeki yaraları sevdim dünden arınarak...
cennetin beşinci kapısında buluşurken,
Aşk, bazen zıtların tutkulu savaşıdır;
Frida ve Diego’nun tutkulu buluşmasıdır tablolara sığmayan,
Tüm değer yargılarına inat….!
Aşk, bazen “Leyla’yı gördüm” yalanına her şeyini vermektir Mecnunca,
Bir köpeği koklamaktır, sarılmaktır tanımadığın insanlara Leyla kokuyor diye,
(vedalaşırken bile beraber ağlayamadık; oysa idamlıkların bile son dileği kabul edilir.gözlerindeki hüznü ellerimle silemedim ya…işte en çok bu öldürdü beni.saate bakmıyorum artık.mevsimler; seninle zamandı.şimdi zamanın adı yok..önemi yok sabahın gecenin….)
Yangınındım, yanılgın değil.!
................................
Deniz kokulu rüzgarların çatlattığı,
Yüreğimden aşk firar etti can!
Geçenlerde Konya'dan geçtim yine,
ne kokun vardı, ne hayalin.
Nereye kayboldu güneşe kafa tutan aşk!
nasıl öldürdük onca şiiri!
sensiz;
ne Yusuf olabildim ne köle,
Yıllar sonra Ankara'ya sensiz yolculuk yaptım.Otogarda kimse karşılamadı beni, kavuşanlar da ayrılanlar da ağlıyordu; ben suskun, sessiz, yalnız ve çaresizdim...
Hüzünlü bir çocuğun gözleriydi bakışlarım; herşeyini yitirmiş bir müflisin ilk günü gibi....kaç kez valizimi orda burda unuttum.şaşkındı ellerim, gözlerim...
Gündönümünde gelemedim bu kez.
bir Hıdrellez'i daha sensiz yaşamak varmış hem de Ankara'da...Ah..ah anakara sensiz boş, sevimsiz ve anlamsız...
(....Seni anadilimde sevemedim ama yüreğimin anavatanı senindi, senindim… Düşleri talan edilmiş, şiirsiz, esmer, kısa saçlı bir adam görürsen beni hatırla.… Bir gölge peşinde sürüklenen mecnunlar gibi; çığlıkları rüzgara karışmış bir adam ölüyor gurbette… O da bir zamanlar aşıktı...yolculuklara ve şiire ölürdü…)
Kömürleşmiş bir aşkın kapkara küllerindeyiz,
Yüreklerimizde kuşkulardan denizler.!
Dilinde nefretin binbir türlüsü,
Susturup kapından kovduğun gün öldüm,
Gülüşün; Rize’nin çay bahçelerinden maviye bakmaktı,
Öldürmekti tüm kadınları ve çapkın yanlarımı
Sen gülümsedin,
Dicle’nin kenarında balıkçılar aşka geldi,
Sen gülümsedin,
Bir Diyarbakır sabahında ciğerci Mıhe’ye misafir oldum,
Biliyorum,
birgün yol çizgilerine yenilince yazgım,
seni hayat kadar özleyeceğim.
dut pekmezi ve kızarmış ekmekli sabahları,
çocukluktan alınmış ödünç gülüşlerini,
canıma can katan sarılışlarını arayacağım
Beyazdan da öteydi kara sevdamız; erguvan rengi akşamlar, vedaya ağıt yakmadan önce…
““kaybettiğim gülüşüme, sesime….””
Senli mevsimlerde sema hep maviydi,
Gece yarılarını seviyorum
Bizi özgürleştiren
Seni bana getiren
Kentler susuyor biz çoğalıyoruz
Biliyorum tam şimdi
Evet tam şimdi bana koşuyorsun
bazen susar diller duyguların dizilişinden...bazen ağlar yürek hüznün güzelliğinden...
şiir dostu,duygu,incelik,sevgi dolu sayfanız ayrılışı zorlaştırıyor...yüreğiniz kaleminiz susmasın...selam ve saygıyla
Yine mükemmel bir aşk şiiri,aşk şairinden.
Sönmeyen, hep alışıp yanan
Dulinde 'huzurun türküsü'
Huzur veren aşkının meyvasıdır bu türkü
Kendisi yaratmış, göklere kaldırmış
Vefa abidesi İbrahim, seven sevdiren
Ağlayan ağlatmayan
Bekleyen bekletmeyen
Dert çeken ...
Harika bir yürek sesi ve harika bir şiir okumanın hazzı ile ayrılıyorum sayfandan dost kalem saygılar sunuyorum...