Anneciğim,
sana buraları nasıl anlatsam,
burası Diyarbakır'dan hemen sonra,
korkma uzak değilim dünya çok küçük artık
kocaman bir su var masmavi...
sen de Kurtalan kadar ben diyeyim İstanbul kadar
Ne zaman seni unutsam
Deniz küser bana.!
Dalgalar hırçınlaşır gözlerinde...
Su ve ışık üşür....
Hoşgeldinciklere karnım tok!
(Bir ağustos akşamı, Denizli-Aydın arasında, Diyarbakır otobüsüne yüreğiyle el sallayan kadın; kimi arıyordun bilmem ama içindeki Diyarbakır yaşadıkça Aydınlı olamazsın, gurbet iki kere yakar canını.
keşke o otobüste olmasaydım, ve o canhıraş el sallayışını görmeseydim..
bu şiiri okuyanlar gibi ben de seni tanımıyorum ama bu şiir senin.)
...................................
.......
bazen dalgaların gece yarısı sessizliğinde
bazen de bir Zeki Müren şarkısında bulurum seni,
adını bilmediğim sokaklarda seni düşlemeyi özlüyorum
seni seviyorum gülen kadın.
yollar dolusu bakışların,
(Yıllar önce, ayışığında ilk buluşmamızdı.Turgutreis'te sadece biz vardık.yaşayan tek ışık; gözlerimizdi.kimbilir şimdi nerdesin? gelme artık ben tanıdığın adam değilim.herşey gibi ben de değiştim...gözlerim, gözlerine aşıktı.gözler ve düşler öldü.yitirdiğimiz yolculuklar ve kentler gibi... gelme! sırtımda masum çocuklar, yüreğimde binlerce kaygı var.o serseri adam yok atık.ve artık ayışığında şarap sarhoş etmez beni.şiir de öldü zaten.)
Aşklarımın ölüm çığlığını,
Baharlarımın enkaz çağrılarını,
İçimdeki cehennemvari acıları,
Hala duymuyorsun.!
(her insanın bir öyküsü; her şiirin bir yarası vardır....
öykülerimi de seviyorum yaralarımı da...)
Bugün yine yağmurda isteyerek ıslandım,
burda yağmur hep sen ve sonbahar kokar,
görenler delirmiş bu adam dediler belki,
Yıl bindokuzyüzyetmişsekiz,
Herkes vatanı kurtarıyor,ne demekse…
Yoldaşlar da ülkücüler de aşka yabancı
Gündüz çatışanlar gece sinemada aşk filmlerinde ağlardı
Aşkın yitik kuşağıyız
Bundandır suskunluğum,kızarmalarım…
Günlüğümdeki sararmış otobüs biletiydin
Kaçamak bakışlarla sürükleyen ve
İneceğim durağı unutturan…
Hala duruyor sinema bileti
Kokun gibi…
Karaladığın kağıtlar,imzalar…
Lodos, yine gözlerime yağmur getirdi,
Kapıya tam da dayanmışken aşk!
Zulamdaki esmer şarkılara af çıktı,
Bugün kalbim yerinden çıkayazdı anne!
Yüreğimin yangınına kar yağıyor,üşüyorum
Kış ortasında terliyorum kıpır kıpır,
Yalnızlığımın ilk gecesi;
Ay ışığı bir başka gülümsüyor geceye,
Yalnızlığımla alay eder gibi,
Uzaklardan titrek ışıklar el sallıyor
Kapım açık,
Çayım yine soğumuş,
bazen susar diller duyguların dizilişinden...bazen ağlar yürek hüznün güzelliğinden...
şiir dostu,duygu,incelik,sevgi dolu sayfanız ayrılışı zorlaştırıyor...yüreğiniz kaleminiz susmasın...selam ve saygıyla
Yine mükemmel bir aşk şiiri,aşk şairinden.
Sönmeyen, hep alışıp yanan
Dulinde 'huzurun türküsü'
Huzur veren aşkının meyvasıdır bu türkü
Kendisi yaratmış, göklere kaldırmış
Vefa abidesi İbrahim, seven sevdiren
Ağlayan ağlatmayan
Bekleyen bekletmeyen
Dert çeken ...
Harika bir yürek sesi ve harika bir şiir okumanın hazzı ile ayrılıyorum sayfandan dost kalem saygılar sunuyorum...