''Ey karanlığınla gömdüğün gece !
Kaç çırpınan yürek vardır sessizliğinde ?
Soğuk bir yorgan gibi çekiliyorsun;
Titreyen yüreklerin derinliğine...''
Tut beni ey oruç,
İnsan tut beni,
Yalpalanmasın yüreğim,
İstikamatte tut beni.
Aksın gözlerimden damlalar,
Titresin her yanım,
Hapsolmuş düşüncelerimde, kahrolmuş düşlerim,
Tebessümle maskeledim, umutsuzca düşlerim!..
Aşkla mühürlenmiş mektuplar sakladım,
Gönül sandığımda senin için.
Okusan, işte o zaman anlardın,
Uykusuz gecelerime niye hiç kızmadığımı...
Oysa; en çok ben yalnızdım kalabakların içinde,
Allah'tan, 'Allah' vardı da, vardım!
Sen ve ben,
Kocaman birdim!
Biraz sevgiydi isteğim,
Biraz umut,
Samimi biraz emek,
Sen ve son,
Bırak kalsın öylece.
Çekilsin zamanın sensiz anları.
Duru bir su gibi akalım mutluluk çeşmesinden.
Alnımız ak ve mütebessim çehremizle,
Dalı kucaklamış sarmaşık misali,
Sarılalım yarınlarımıza...
Gözyaşlarını içine akıttı hep,
Hıçkırıkları yüreğinden öteye gitmedi,
Tebessümden ziyadesi yasaktı ona!
Dimdik ayakta görülmeliydi.
Yansa da, kavrulsa da, inadına ayaza tutulmuştu.
Soluğu kesildiği demlerde, şakıdı adeta!
Gün selamladı sardıklarını,
Sayfa yenilendi, fırsat tazelendi sevmek için,
Nice karayı ak etmek, gönül aynasını pak etmek için,
Yeni besmele sunuldu evrene.
İster nasiplen, ister sırt dön!
Yine akacak kum taneleri...
Şehrin gürültüsü inzivaya çekildiğinde,
Yokluğunun çığlıkları yükselir, gönül zarımı yırtarcasına...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!