Soğuktan titreyen ellerini, bacaklarının arasına götürdü Suriye'li çocuk. Karşısındaki bahçe duvarının dikenli tellerinin arasından, ışıkları yanan eve doğru dikti gözlerini.
Doğum günü partisi kutlanıyordu. Babasından ve annesinden sıcacık öpücükler alan yaşıtı bir kız çocuğu vardı içerde. Gülüşmeler, şarkılar, eğlenceler, hediyeler, pastalar, çeşit çeşit yemekler ve daha neler neler...
Baktıkça içinin daha da üşüdüğünü hissetti. Ve zeytin karası gözlerinden akan yaşlarla, hıçkıra hıçkıra uzaklaştı ordan, kayboldu gecenin içinde...
İyilik yaparken, karşılık bekliyorsa bir insan,
Tefeciden ne farkı var ki o zaman !
Titriyor ten kafesim sen aklıma düşünce;
Gün gelecek, dünya dönecek,
Yüreğime değince...
''Ey karanlığınla gömdüğün gece !
Kaç çırpınan yürek vardır sessizliğinde ?
Soğuk bir yorgan gibi çekiliyorsun;
Titreyen yüreklerin derinliğine...''
Tut beni ey oruç,
İnsan tut beni,
Yalpalanmasın yüreğim,
İstikamatte tut beni.
Aksın gözlerimden damlalar,
Titresin her yanım,
Hapsolmuş düşüncelerimde, kahrolmuş düşlerim,
Tebessümle maskeledim, umutsuzca düşlerim!..
Aşkla mühürlenmiş mektuplar sakladım,
Gönül sandığımda senin için.
Okusan, işte o zaman anlardın,
Uykusuz gecelerime niye hiç kızmadığımı...
Oysa; en çok ben yalnızdım kalabakların içinde,
Allah'tan, 'Allah' vardı da, vardım!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!