Kaç kez dilim dolandı boğazıma,
Kaç kez yutkundum söyleyemediklerimi
Susuzluktan sinesi çatlayan bir çöl ahalisiyim
Kalabalık sokakların sessiz ve görünmez bekçisi...
Bir konuşabilsem belki anlatırdım derdimi
Sensizlik darağacında sorgusuz asar beni,
Üşüyorum, titriyorum hadi gel sar beni...
Bırak kalsın öylece;
Çekilsin zamanın sensiz anları,
Duru bir su gibi akalım mutluluk çeşmesinden.
Alnımız ak ve mütebessim çehremizle,
Dalı kucaklamış sarmaşık misali,
Sarılalım yarınlarımıza...
Yürek yorgunluğu ve aşk kokusu,
Dinmeyen feci yalnızlık,
Ertelenmiş hayaller, kırılmış umutlar ve delice sessiz haykırışlar…
Bazen kanın çekilir hayattan !
Yüreği yananların yüreğiyle hissedersin.
Gidenin mertebesi 'Şeref'tir de,
kalanın acısı yakar içini.
'Şehadet'leriniz mübarek olsun.
Ve 'Zalimler için yaşasın Cehennem!'
Kanı çekildi zamanın, sen yoksun diye;
Hasretin zulüm bana, varlığın hediye...
Dağ faresi, soğuk çay ve kayan yıldız geceye,
Gitmesin arefesinde ten kokusu,
Pembe hayallerin kalp kesiği,
Dil lal, gönül tarumar!
Ağlamaklı akan çeşme,
'Neden' diye yankılanan bir ses,
Yüreğini ferah tut;
Gün ışığı yeşil çimlere vuracak.
Daha bir umutla bakacaksın yarınlara,
Ağlamaların anlam kazanacak!
Acıyı seveceksin, yandıkça büyüyeceksin.
Susmak, şimdi en yırtıcı çığlığın olsa bile,
Yoklarım, bakarım, değerse tutarım,
Taşırım, yaşarım, değmezse atarım!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!