*Kızım Aslıcan Vildan’a...
Aramıza hoşgeldin yağmur gözlüm
Seninle genişledi gönül sarayımız
Gelişinle gözümüz aydın oldu;
Hem şakâyıkısın Sen, dağımızın
Hem gülüsün, ey Rasű l, bağımızın
Zaman bizi çok uzaklara attı
Hicranlara saldı, acılara kattı
Düşmelerden, sürçmelerden usanıp İlahî
Şu mücrim kulun, yine el açıp yalvarır
Tek kapı senin kapındır, bunu bilerek
İki büklüm, perişan... huzuruna varır
Harb yeri gibi yanmaktaysa yüreğim
Eğlenmekten nasıl dem vurabilir?
Tarifsiz hicranlarla dolunca benliğim
Mümkün mü, nasıl yerinde durabilir?
-2001-
Ne varsa dünyalık, hepsine vedâ edeyim
Sırtımı dönüp ardıma bakmadan gideyim
Siz de gidin, ey fâniler, hadi siz de gidin
İltifat yok bugün size, çekip gidin
Ruhumun heyecandan coştuğu anda ey yâr
Gel de pamuktan kanatlarınla gönlümü sar...
-2000-
Aynaya baktı yaşlı adam, çizgi dolmuş yüzü
Bir kısık ses kalmış geriye, işitilmez sözü
Bir iç geçirdi derinden, hey gidi gençliğim hey
Gitti ömür, bir kamburum kaldı, ne acayip şey
Hiç kimsecikler anlamaz beni, duymaz sesimi
* Tahir'in şahsında tüm Yusuflara...
Zalim, zulmüyle dâim âbâd olur mu sandın
Dur, az daha sabır; kırılır çarkı cefânın
Kurdukları yalan dünyaları, harâb olur
Bir Selam Ver
Bir selam ver uzaktan; bileyim ne haldesin
Hasretle yanan gönlüm, artık huzura ersin
Gözlerinin mahkumuyum ben,
Bir Selam Ver
Bir selam ver uzaktan; bileyim ne haldesin
Hasretle yanan gönlüm, artık huzura ersin
Gözlerinin mahkumuyum ben,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!