ızdırap bekçisi sızıntılar
büklüm büklüm.....
çorbama un-ufak olan kırıntılar
gırtlağımda topak topak,ey bahar gözlüklüm
dur! yaban gülüne benzer hallerinle sen
bir olan Allah,bir kalan Allah
üreyip tükenen kullar
inandım hem vallah,hem billah
şeytana uyan yine kullar
herşey ama herşey iki der
sızı donuk
körpe inadında,
acı haneme konuk
geldi güvercin kanadında,
kafesim dar
altın kelepçeli bileklerim,
Hükümle geliyorum
Giydirildigim,
Yükümle geliyorum
Egdirildigim
Buram buram burnum
kahrı sine sine giz eyleyen
dumrul halini kayalarda bileyen
yalnız tek olana umarını dileyen
ne oldu sana müslüman!
içinde bir devşirenmi var.....
kısa ömre hasbi-hal
düşer şakaklardan
darlıkta ilmi-hal
zar olur sokaklardan
yetiş zabtına muhtıranın
tarafım yanık sultanım,zil zurnayım
saçlarım bil- mehal,sulak tarla misali,
ber-tarafım sanık sultanım,kanlı kurnayım
yoktur hakimim bu davanın emsali
baharı sinede çürüten bu hazan
burası bataklık,çarıkların çamur olur
diz bağına aşk biner,ferin batar
kar kuzusu dişlerin ağzında hamur olur
kapı gıcırtısında gözlerin mahmur yatar
kaç ozana laf verir, saza erer bu meydan
DARBINDAYIM GARBIN
umarsız yelkenli dalgalarda
alabora olurum,
tut ki:hortum yemişim
yunus sırtında dibi bulurum
gül! doğacaksa eğer yorgun sabahlar
ölü toprağınıda silmeden,teninden,
gül! hiç yoksa diplerinde ahlar vahlar
kimi gam vurur çıkarır saklandığın ininden
behlül geceler sığınmacı derberderliğim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!