yangın nedir bilirmisin sen
itfaiyesiz,yağmursuz kalış bedende,
tövbe ettinmi hiç günahların için sen
iki gözüm iki çeşme yerlerde
unutma insanında bir yaradanı var şüphesiz
bu arnavut kaldırımlarında
gün sayıyorsam şayet
bu sokaklardan bir ayyaş seçelim
dört mevsimi es geçelim
hadi ben olayım sefil
hadi serserisi olayım beyoğlu caddelerinin
Sırra erdimi nas / kılıca serri kör kılar
Aşka yanan murid / kor içinde bile nura çıkar
çelik-çomak oynarken ben
delik ayakkabımdan utanırdım,
mavi bir önlükteyken sen
kelebek tokalı saçından tanırdım
okul bahçesinde dolaşmalarım eksikti
^^^^^^ Dost Diye ^^^^
sağırdım kötü söze
kördüm bakan göze
bayırdım inen düze
dost diye,dost diye
tepe ardı eğilmiş diplerime
salını salını,inmiş incir dalları
bir sarp geçit ömür dedikleri
kıyısında ben ve dağarcığımın ipleri
sabrı şerbetlenmiş adamım
top koşturuyorum mahallemizde
tek başıma,
etraf söğüt dalı ve sırma saçlı
bir köşe var sen bakışlı
kömür karasında bir yer...
bir nesil,filizi toprağın ciğerine dek işlemiş
bir hoyrat gelse,bir hortum binse tepesine
sımsıkı yapışır,perçinleşir adeta bırakmaz ne toprak bizi
nede çamura hamur olan bedenimiz toprağı
.....
bir duvar ana yüreğinde, kah yufka,kah hisar kalesi
ekinler boy boy,başak başak
ya kısadır biri öbüründen
ya öbürü uzundur diğerinden
samanı az olur da; unu çoktur aslen kısa olanın
ve yemliktir zaten uzun saplı,un etmez bile kimi zaman
nihayetinde bir kosa biçiminde
zırhını kuşan evlat
gökte salınan bir oktadır ecelin,
yiğitliğini kuşan kat be kat
hınzır ensende tetikte ola sol elin
sokaklar yırtık,taşı arnavut döşeme




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!