Bu bahardan kaçış yok,
Bu bahar mecbur gelecek!
Çırpınışlar boşuna, çıkış yok,
Bu zulüm mecbur bitecek!
Bizim beş bin yıllık mazimiz var
İnsanda his olup biraz içi yanmaz mı? 
Kendi kendini sigaya çekip sormaz mı?
Başımıza gelen bunca bela yoksa az mı?
Biz Müslümanız, Körmüyüz yoksa ŞAŞI!
Gavur gibi tepine tepine kutlanırmı YILBAŞI? ! ! ! ! !
AŞKI BİLMEK
Sen aşkı bilirmisin Eyy Dost yada aşkları?
Ben biraz bilirim aşkları;
Hapsedilip tutsak yüreklere,
Vefasızlıktan kuruyup solmuş!
Ben aşklar bilirim eyy Dost!
Rica Ediyorum
Beni bana bırak bu ara,
Biraz kendimle başbaşa kalayım, rica ediyorum!
Kendim kendime dargınım, biraz da yorgun,
Şöyle seleyi suya salayım, rica ediyorum!
O BEYAZ GÖMLEKLİ KADIN
Yaram derin doktor bey, çare arama!
Bu yaranın tek çaresi; O Beyaz Gömlekli Kadın!
Şifa için gelmiştim, merhemsiz yarama;
Şimdi gönlümü çeldi, O Beyaz Gömlekli Kadın!
İlk günden beri bitmedi,
Ne çekilmez nazın varmış!
Huyundan da vazgeçmedi,
Ne çekilmez nazın varmış!
Nasıl oldu, nasıl baktın,
Yalan dünyanın süsüne aldandık,
Dünyayı ebedi tapulu malımız sandık,
Oysa; hakikatte bizde dünya kadar yalandık,
Bizi gafletten uyandır Allah'ım,
Doya doya içir, lütfuna kandır Allah'ım!
Hani sormuştun ya nasılsın diye, 
Allahıma bin şükür, iyiyim iyi!
Çam sakızı çoban armağanı, birde hediye,
Ederim sana da çok çok teşekkür, iyiyim iyi!
Bu günlerde biraz canım azıkça,
Sana bahşedilen ne kadar fazla! 
Yaşıyoruz türlü zevkle, çeşitli hazla,
Fikreyle ey insan durup bir lahza,
Ne olur gör O'nu, gör be kardeşim!
Cenneti yaratmış, kullarım girsin,
Artık anlamı yok durmanın burda, 
Bir koca nesil yok olup gittiler! 
Hani eskiyenler olurya hurda, 
Onlarda misli hurda olup gittiler! 
Tek hayalleri bir çift öküz, bir kara saban parası, 
Canlarını aldı maden ocaklarının kazması, 
Hey canına yandığımın Alamanyası, 
Seni bir kere şööyle görüp gittiler! 
Nice Koçyiğitler ömrünü tüketti, 
Niceleri kendini sana feda etti, 
Gözün aydın Alamanya, ilk neslin nesli biti 
Baha biçilmez yılları sana verip gittiler! 
Bir çoklarına mezar oldu, maden ocakları, 
Kobay diye çoklarını doğradı, Alman doktorun bıçakları, 
Kim yeşertecek bilmem sönen ocakları? ! 
Alev alev yanarak kül olup gittiler! 
Gayrı sevin artk bizi tuş ettin, 
Mark verdin amma, gönülleri boş ettin, 
Düzdeydi yollarımız, yönümüzü yokuş ettin, 
Yolunu şaşıranlar bir yol sorup gittiler! 
Aklımızı başımızdan aldı, sarışın mavi gözlü avratlar, 
İffetimize el uzattı, bed yüzlü hoyratlar, 
Türediler çevremizde, boynuzlu gavatlar, 
Öz değerler namına ne varsa satıp gittiler! 
Köreldi vicdanalar, iyi-kötü seçemez olduk, 
Mark sevdasından bir türlü geçemez olduk, 
Kırıldı kolumuz kanadımız, uçamaz olduk, 
Örf-adet, ahlak ve törelerimiz uçup gittiler! 
İşte böyle, bir nesil, bir millet kaybolup gitti, 
Masallardaki bir varmış, bir yokmuş misali, 
Ne olacak İlahi, geride kalanların hali? ! 
Has tohumları çorak arazilere ekip gittiler! 
YILLAR ÖNCE BU GARDA BİR TREN DURDU, 
BİR YANIK SİREN SESİ YÜREKLERİ KAVURDU, 
BU İSTASYONA BİR GARİP YOLCULAR GELİYORDU, 
BURDA SADECE BİR YOL MOLASI VERİP GİTTİLER !




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!