Yaralıyım, ılık ılık kan akar yaramdan,
Aha bu sol yanım, işte işte şuramdan,
Bir haber verin nolur, yaşadığım zamandan,
Nasıl yazarım yare aşkımız bitti diye,
Yar söz anlasada gönül anlamaz!
Ya yıkarsam gönlü güllü bir kelam ile,
Yar söz anlasada gönül anlamaz!
Aşktaki çile tadını şeker şerbet veremez,
Derdim ki bunlar hayatta olmaz,
Olmazlar oluyormuş, bunuda gördükç
İnsan bu kadar alçalamaz,
Zirveler dümdüz oluyormuş, bunuda gördük...
Yakıştıramazdım çevremdeki dostlara,
Ey kalbimi hararetle dağlayan rüzgar,
Cennette esen Saba Rüzgarını yanına katta gel!
Yoruldum dünyanın boş kahrını çekmekten,
Öte Alemlerden muştularına takta gel!
Ilık nefesin okşarken ruhumu alemi seyre dalayım,
                       
Akrebin akrebe etmediğini akaraba akrabaya edermiş,
Isırır, sokar, ölümcül sekiz boğum zehir dökermiş,
Ciğerini deşer, kalbini parçalar, yüreğini sökermiş,
Sakın ‘kardeşim var’ deme, inan hepsi yalan Billahi,
Kardeş kardeş olsaydı olurmuydu Kabil Habilin katili?
Derlerki yalanın kırk kuyruğu varmış,
Her seferinde kuyruğunu başka deliğe tıkarmış,
Ve yalan yılana dönüşür, acımadan ısırır sokarmış,
Aslında yalan yılandan daha tehlikeli, daha arsızmış..
Yalanın çeşitleri varmış, beyazı, kuyruklusu, masumu,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!