Anadolunun  mübarek toprağı,
Kokar Yunus Yunus diye!
Deresi ırmağı çayı,
Akar Yunus Yunus diye!
Yollar kıvrılarak uzar,
Ne ümitler beslemiştik,
Gelirken biz bu ellere.
Yaşamaya çalışmıştık,
Binbir türlü çilelerle.
Yıllar çabuk tükendi,
Medine'de acıbir gün,
Ashabda yaslar ve hüzün,
Hakk'a yürüyorsun bu gün,
İrtihalin sağlığımda güzel senin.
Sıddık huzuruna girdi,
Şöyle bir temaşa eyledim, kaldırdımda başımı,
Sadece sen-ben değil, herkes tırlattı!
Ahval gösteriyorki, tepemizde kıyametin hışımı,
Sadece sen-ben değil, herkes tırlattı!
Memleket yangın yeri, el atıp söndüren yok,
Oyalar
Oyalar ah oyalar,
Bu dert beni oyalar!
Yar oturmuş gölgeye,
Gergefini oyalar!
Yazmayı sarmış başına;
Eğer aşka çıkmazsa yolların ucu,
Aşka yazık olur, sevdaya yazık!
Menziline varmazsa, yollanan yolcu,
Yola yazık olur, yolcuya yazık!
Tükenir yürekler, akmazsa sevgi suyu,
Ümitlerimiz tükenirse gelecekle ilgili,
Yarınlarımızı inkar etmiş oluruz!
'Hoşçakal' derse bir gün, kalpteki sevgili,
Bu alış-verişten zarar etmiş oluruz!
Uçmayan kuşların kanadımı kırıktır?
Hayal kurdum, senle ve senle geçen günlerle ilgili,
Sanki bir kapana kısılmış gibiyim, ey sevgili!
Dağlar çevremde duvar, etraf dikenli tellerle çevrili;
...koşamıyorum...
...kaçamıyorum...
İstiyorum amma; sana
İçim yine dolu bu akşam,
Ruhumda ki dinmez fırtınayı nasıl anlatsam? 
Yeter mi kelimelerin gücü acaba,
Adı konmamış duyguları anlatmaya kalksam! 
Bir yanım yanarken, donmakta öbür yanım,
Yaman esen bir anaforun tam ortasındayım! 
Savrulur yapraklar, kırılır dal budak,
Yıkılır içimdeki orman, bense fidanların yasındayım.
Gurbet benim en güzel yıllarımı çalarken,
Ben kendimi arıyorum, hala vakit varken! 
Kimimiz perakende, kimimiz toptan,
Fiyatımız ne acaba? Üç otuz paraya pazarlanırken! ? 
Bir yanık ciğer kokusu kanırtırken burun direğimi,
Büken ne yahu benim çelikten bileğimi? 
Bağlarım neden bozuk, dallarım neden meyveye hasret? 
Kim kopardı gülümü? Kimler soldurdu sümbüllerimi? 
Kimler yokki bu kırık dünyamda bu gün kimler! 
Kah buradayım, kah zihnimde çocukluğumdaki günler! 
Bombalar patlıyor içimde, iç dünyam parmparça,
Burası gurbet değil gülüm, buraya gelir ancak sürgünler! 
Bir yaşlı Çingene Kadın kolunda içi gül dolu bir sepet,
Yüzünde gülücükler, daha kocaman ve demet demet! 
Ve yılların getirdiği kahrın, çilenin izleri,
Bir tünelin ucuna yürüyor; halinde sabır... halinde metanet! 
Bense hala benimle boğuşmaktayım,
Alem ikinci uykusunda, ben inada ayaktayım.
Önümde serili nimet, üstelik örtülü bir dam! 
Ruhum yapayalnız, ben bir serseri ve ben sokaktayım! 
Padişahım Sana arzuhalimdir, ayan ve açık,
Kullar Senin gibi olamaz, bizim aklımız hep dolaşık! 
Senden gelecek her katreye muhtacız ya biz,
Sana sevdalı gönülleri eyle her daim sadık!
Biri zengin varlıklı, biri çulsuz çarıklı,
Bir tarla davasında mahkemeye çıktılar, çarıklı haklı!
Zengin şişman, tombul ve de iyi giyimli,
Diğeri yoksul, perişan hemde yırtık gömlekli!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!