Sana aklımı veriyorum,
Sevgili Lavinya.
Hiç bir şeyi
Benim kadar,
Düşünmeni istemiyorum.
Göçüp gideninlerin ardından,
El sallayan hep sen olursun.
Leyli, gidenlerin yaralarını,
Kalbinden söküp atamazsın.
Leyli, boş hayallere kapılma,
Bir tünel düşün!
Kıvrım kıvrım,
Uzun, ince, dar.
Bir adam düşün!
Ekmek parası için,
Şimdi o makberi,
Kim çağıracak?
Kim okuyacak selayı?
Sevgiliden başka.
Ölümle kim kıyacak?
nsanlar çok kötüymüş anne,
Bana sen öğle dememiştin!
Onlar seni çok sevecekler,
Sende onları sev demiştin anne.
İnsanlar çok kötüymüş anne,
Kumdan kalelerle çevrili ömrüm,
İnce kum taneleriyle örülmüştü.
Parçalarımı birarada tutan da,
Yavaş yavaş eriten de suyundu.
Suyunla eriyen ömrümün tesellisi,
Ademim aklı fikri yalanla dolanda,
Zeytinyağı gibi, hep üste çıkacak.
Bilmez ki, doğrusu, yalan olacak,
Çıkarttığı yangın kendisini saracak.
İş bilen ademin ağzında bir sakız,
Kuşlar, sizler duydunuz,
Kanat çırparak uçtunuz.
Bizler haberini beklerken,
Sizler o sese vuruldunuz.
Kuşlar, size gökler mavi,
Kimse bilemez,
Kimse anlayamaz,
Dirhem dirhem artan,
Gönül yaralarımı.
Solmuş yapraklarım,
Ateşlerde kor olmuş umutlarım,
Tarlamdaki kemirgen küçük aç fare,
Hükümran olmuş bağa ve bostana.
Yetki ve payesi iki çift kemirgen diş,
Aman vermez rahat durmaz yerinde.
Geldiği kokuşmuş yerleri hiç mi bilmez?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!