Bakabiliyorsan
Gerçeklere ve gerçekliğe
Buzdağının
Görünen kısmına kanmayıp
Ölçebiliyorsan derinliğini
Gece karası umutlarının
Özledim kokunu kara çiçeğim
Sensiz bilmem kaçıncı mevsimdeyim
Umurumda değil ki geçen ömrüm
Korkum, kavuşamadan öleceğim...
Olmazlar da olur, yeter ki iste
Susun
Sussun herşey
Rüzgarı dinliyorum
Birşeyler söylüyor sanki
Uzaklardan...
İçirdiğin bana hasret, ayrılık
Sen gittin gideli yüreğim yanık
Tahammül kalmadı çekemem artık...
Ayrılığın zindan etti günümü
Gel de güldür hicran dolu gönlümü
Sırlara sır olmuş
Gözümün gördüğü
Sonsuz mavi
Gökyüzü...
Seninle geldi
Eğer bir elektriklenme ise sevgi,
Benim trafom bozulmuş olmalı
Eğer bir anlık bakış ise sevgi,
Gözlerim görmemiş olmalı
Bazen uzatırım ayaklarımı rahatıma
Salarım tüm tasalarımı kayıklarla uzağıma
Rahat da rahat vermez ki bana
Gözyaşlarımdan boncuk dizer takarım boynuma..
Bedenin gülse de göstermez değerini
Vermedikten sonra ruhunun güzelliğini
Fedakârlık ettim deme sakın
Söz değil, gönüldür gösteren kendini...
Keşke tutabilsen sana uzatılan eli
Zifiri karanlıkta bir kıvılcım
O aşksa kalbime düşer, kül eder
Zifiri karanlıkta gönül sancım
Dikene sarılsa kızıl gül eder...
Ben ki garip, kimsesiz bir derbeder
Yüreğime öyle bir
Girişin vardı ki...
Geldiğini,girdiğini
Duyamadım...
Sessizliğin ayak sesleriydi
Sanki...
Eski dostum umarım iyisindir,harika şiirlerin devam ediyor grüyorum.
Dizelerinde şiiriyeti yakalamış şairi okumaya değer buluyorum. Başarılarının devamlı olmasını dilerim.
Salim Kanat
İbrahim Ethem Bingül. Şairin ismi bile şiirce..Şiirce konuşuyor, şiirce yazıyor şair.. Binlerce gül sunuyorum Sayın Bingül'e