Bazen susturmak istersin geceleri
Uykularını delik deşik eden
Kabuslarını düşlerini
Alıp gidesin gelir ceketini
Bir cebinde yalnızlığın
Bir cebinde sakladığın geçmişin
Bir gün daha biterken güneşe görünmeden
Yalnızlığın üşüyecek karanlıklar sararken seni
Düşürmeye çalışırken bensiz bir yıldızı geceden
Bir dileğin için de çağır beni
Geçerken düşlerin kıyısından gecenin bir vakti
Çağırsam seni boş bir kağıda kalem olarak
Doldururmuydun içini ömrüm gibi
Gülün kırmızısı
Çiçeğin özü gibi
Ya da olurmuydun sevdamın en güzel dikeni
Soldurmadan içimde ki gonca gülleri
Düşe kalka büyüyeceksin çocuk
Uzun bir yol bekliyor seni
Bazen sıcak bazen de çok soğuk
Bazen ağlayacak bazen de güleceksin
Kovalarken kuşları özgürlüğü anlayacaksın
Bahçene ektiğin güle benzer
Hakikatten daha kırmızıdır rengi
Açılsa susar bülbüller
Zehir de içse saklamaz gerçeği
Özüne sırlarını versen yeter
Ne kadar tatlı canın var
Sever durursun içten içe
Bakın şu gönül işine
Dünya halinden nice
Çok alıştırma
Ayı yıldızlardan k/ayıran gece
Bana da koynunda yer aç usülce
Karanlıktan hiç bahsetme bana
Efkarım ondan da yüce
Aşıkları dinleyen gece
Yunusu dile getiren bülbüller ile
Aşk şarabını içen kumrular ile
Hasret çeken gönüller ile
Geçtik şu yalan dünyadan
Yüksekten bakan gözler ile
Kalemim tükenip
Ucuna kederler dolmadan
Hasretinle yanan cümlelerin
Ateşi soğumadan gel
Zamanla yarışır gibi
Güneş soğuturken gölgeni topraktan
Gözlerin alışacak gündüzün yokluğuna
Sancılı bir pencereden bakarken yalnızlığına
Karanlığın kollarında gel bana
Yalnız bir yaprak gibi düşerken kışın koynuna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!