sanırım artık yavaş yavaş bırakma vakti geliyor
el ayak çekmenin, toparlanmanın
son baharın sis perdesi her yeri sarmış zaten
kış kapıya dayanmış sırasını bekliyor
çaresizliğin kıyısında artık tık yok
gelenlerden, göz içine bakarak gidenlerden
Sakladım seni en mahfuz yerimde
Artık baş başayız yüreğimde
Geceler sensiz daha bi karanlık
Ay saplanıyor gündüzlerime
Pencereye vuruyor yağmur damlaları
Düşersen ansızın hayallerime
Sabahın yeli ol yelkenlerime
Gözyaşı olup da ak yüreğime
Katrede yıkanır ömür eylerim
Süzüldü yokluğun düştü başıma
Hüzünlü bir anında tut ki geçtim aklından
Hemen savma izin ver birazcık soluklanayım
Tut elimi kurtar beni yokluğunun kucağından
Yoruldum inan bana artık dayanmıyorum
Su oldum dağlardan döküldüm
Her türlü engelle dövüldüm
Irmağa biçare gömüldüm
Ufukta bir deniz
Denizde yakamoz oldum
Aydın dedim yola çıktım
Dağ bayırı kolay aştım
Birden şaştım, bakakaldım
Sağım solum Şevketibostan
Sahilde bir güzel gördüm
suskunluğun pişmanlığına kapıldık
bir sözcük dahi kurtaramadan yıkıldık
artık dönüşü olmayacak bir öykünün içindeyiz
şimdi yaz desen ne yazar, yastayız
sonra
'ölen öldü, kalan sağlar bizimdir' dendi ya
kor çölde bir vaha gibi
umarsızca bekliyorum
kervanlar gelip geçer
sabırla izliyorum
gözü gönlü doyurup
nemalanıp gidenlere
sokaklar biraz daha solgun bu mevsimde
dallar biraz daha kırılgan
yapraklar ıslak, düştü düşecek
ağır nefeslerde tükenir ansızın
umutların zamana yolculuğu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!