gözlerin…
ah! o gözlerin…
yangın yeriydi bir zamanlar
bakarım görmek için taa içine…
sönmüş bir ateşin zavallı efkarını oyalar
gözyaşlarını içine akıtma bu kadar
bu kadar akıtma içine gözyaşlarını
kor olur içinde alevlenen yaralar
bir duman genzimi yakar…
ne zaman
insan /insan/ olmaya yeltendi
o zaman ötelendi
ne zaman
dört nala sürüp umutlarını kalktı şaha
ne garip
o zaman tepelendi
her sabah ’bugün’ diyerek uyanır gözbebeklerim
bugün aydınlık yüzler görecek
herkese gülümseyeceğim
bugün
insan /insan/olduğu için acı çekmeyecek
tılsımlı bir huzur arayışında
esrik aldanışlar da olsa
bir tebessüme aç
gülen bir göze muhtaç
sıcacık ’günaydın’larda yıkanacak bedenim’
donar dudaklarımda tebessümüm
tebessümüm donar dudaklarımda
belki yarın…
belli ki yarınlar hiç bitmeyecek…
Deli dolu güneşi bekliyor tüm doğru/ yanlışlarım
Akşam ah / vahlarla geçti doğumsuz sancılarım
Eşim/ yol arkadaşım -nedir benden çektiği - onu da uyutmadım
karanfil kokulu dünya güzeli
sanırsın nefesim bir seher yeli
dokunur yüreğe bir sazın teli
unutmam bi-vefa değilem dinle
Bu nasıl bir telaştır, bu nasıl bir arbede
Malayani işlerle ömür bitip gitmede
Eşref-i mahlukattı, yerlerde sürünmede
Dönme dolap misali, böyle nasıl olacak
oysa…
öfkelerimde aslandım
kükremelerim yetti
haklıydım
kolay atlattım
palazlandım
güçlendi haklı yanım
oysa…
sevgilerim incitti
kırdı birkaç yerimden
paylaştıkça umudu
kanatlarım kırıldı
ve bitti
oysa….
sen özeldin
öfke değildi
inan duyduğum
haklı olmaksa
neye yarardı
düş kırıklığım
keşke değildi
tuh! la karışık
bir bekleseydin
sabah olunca
güneş doğardı
şimdi
ne yapsam
nereye gitsem
anlamsız gelir
oysa
isteğim
ivme sağlamak
bir adım daha
atabilmekti
çöktü üstüme
bir kara gölge
kalem kırıldı
düştü elimden
dokundu geçti
en bam telimden
şimdi yazsam da
kekeler kalem
tutar hıçkırık
bir ucu kırık
bu da geçecek
merak etme sen
ah/ sevgi büyük
oysa……..
/yeter bir öpücük/
Hüzün, sen ne asude mevsimdin ki yenildin
Gözlerin …gözlerin ki deruni bir vadide
Safiyâne bir bulut, bir damlası nadide
Hazan yağmurlarında dal misali eğildin
uçuşur eteğimde bin bir anlamlı sezgi
bir armoni yaşamın gizemli bin bir rengi
tınısında kaybolup erir bin bir kötülük
Arada bir ‘DUR’ diyebilmeli insan kendine
‘DUR’ ve ‘DİNLE’ herkesin en az senin kadar
Konuşabilme hakkı var…
Bir dönme dolap hızında geçer zaman
Başımız döner çoğu hengamesinden
Nasıl bir aldatmaca yüreği sıkan
alı al / moru mor pırıltılı bir çerçeve içinde
çok yüzlü bir ayna karşımızdaki
özenle hazırlanmış bir maske yüzlerimizdeki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!