göz bir organ değildir yalnızca
yalnız gözlere yorgandır
kapanınca kapak usulca
fırtınadan kaçışta
dizi başlar içinde
açar çeker, kapar oynatır
Gözüm çöpe düştü anne.
Ellerim acıyor.
Tutma ellerimi karanlık,
Çöpten yıldız doğuyor.
Sevimi kedi yedi anne.
sarıp sarmala
kapat daldaki gülü
özgürlük kapanı kur
yüreği dupduru kuşa
karın kapatması gibi yolu
kapat ak umudu
doğum
omuz omuza yan yana
öbür gün yalnız
okula koş
askere marş
dönüşte iş
Odun yanar,kül olur.
Soymuk boru gaz taşır.
Odundan boru olmaz.
Boru,odun sobasında işe yarar.
Sinir hücresi serttir.
Sinirleri bozan derttir.
dünya dallı budaklı bir ağaç
güneşle toprak arasında
sen güneşe çekiyorsun
toprak kendine çekiyor beni
ben güneşe çekiyorum
toprak kendine çekiyor seni
ben sana hayran
sen bana kurban
o kadar şaşkınsın ki kızım
kendinden geçiriyor seni bir bardak ayran
bizi oynatıyor yine kemençe yüzlü adam
her koşu hür koşu
kendine uçuyor kuş
bülbül öterken
gül kokarken
koku parfüm sıkıyor kendine
esneyince aydınlık
ne çok sevenim var, biliyorum
biliyorum benim için göz kırpmadan ölündüğünü
nikâh masasından kalkıp bana gelindiğini
şehitlerin uzun yolculuğunda el üstünde taşındığımı
iplerde, gönderde, balkonlarda kasım kasım kasılırım
ben Türkiye’yim, ben simgesiyim
dalını darıltmışsın
kabuğun kabarmış
gürleyişin hırıltı
hırıltıyı pırıldat ki
pır pır etsin kuşun
kuşun konmadığı
Bütün çocuklarımızın güz soğuğunda değil yaz sıcağında büyümesini ve yaşamasını, o yazları da çok beklemememizi diliyorum.