hafızamdan hiç gitmeyen sazlık
ve kurumuş yapraklarla koyun koyuna yatan yarısı kahve rengine dönmüş
gülen ayva
ne zaman çocukluğumu düşünsem
ekinin başağına konmaya çalışan
serçeye ne demeli bilmemki
taşıyamayacağını bile bile incecik boynu
yerlere kadar eğilir, kaldıramaz bu oyunu
serçe sırnaşır da sırnaşır ille konulacak o dala
dalgalar sahile sırılsıklam sarılırken
yakamozlar dans ediyordu yıldızlarla
uzaktan izledim sonsuz manzarayı
kıvrak salınışlı beyaz bulutlar
yalnız bir notadan beste yapmak
akla ziyan gelse de
bir mucize gerçek olmuş ve kara benekli
al yanaklı güpgüzel şarkılar düşmüştü ılgıt ılgıt toprağa
mor menekşe...!
dün ne güzel baktın bana öyle
açmak için biraz erken değil miydi
umarım hoyrat bir rüzgar esip
gelincik yeni uyanmış
bu gürültü neyin nesi
papatyalar uykudalar
işte bahar müjdecisi
kırılsın kanadın, tutmasın kolun
kurumuş dal gibi gez bre gafil
aklın firar etsin tutulsun dilin
kendi ekseninde dön bre gafil
tahtın viran olsun, yuvan yıkılsın
kedilere nankör derler
oysa onlar
insanlardan bize düşmez deyip
olan biteni seyreder
küsen dalgaların sesiyle uyuyan
bank olsa bulunurdu belki bir çözüm
belki bir martı dans ederdi gölgesinde
belki de iki fidan el falına baktırırdı oturup falcıya
Yirmi İki Temmuz mevsim de yazdı
Durup göz ucuyla bizleri süzdü
Kimseye demedin bu da mı gizdi
Duydumki bizleri arar olmuşsun
Güneşe benzerdi yüzün büsbütün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!