Ne çok üzüldük bu yıl
Yüreklerimiz parelendi
Canlarımız düştü toprağa
Kimseye diyemediğimiz
Yaralarımız depreşti
Aşka düştüm yanaram
Su içen de kanaram
Yetiş Ya Rab kuluna
Ardın sıra dolanaram
Şu çeşmeden su içende
Kalktı gözümden bütün perdeler
Dünyanın ayıbı ayyuka çıktı
Gönül gözümde sökük perdeler
Bütün alametler tek tek çıktı
Yirminci asırda herşey değişti
Yurdun dört bucağı cayır cayır yanıyor
Ama ben morgdan çıkmış gibi donuyorum
Soruyorlar kardeşim sana böyle ne oluyor
Muhsin Reisi çok özlüyorum.
Şu dağların yamacını dört dönüyorum
Bu dünya bir çok hak dendi
Bak güçlü hep zayıfı yendi
Üstelik bunu yapan da kendi
Neyine güveneyim fani dünyanın
Adamı olan güzel yerlere geliyor
Dün gece bir rüya gördüm irkildim kalktım
Resul beni Mübarek beldeye çağırmış
Koşarak gittim önce Mescitlere yere kapandım
Oradan Ravzasına koşup içeriye seslendim
İçeriden bet bir ses o öldü artık duyamaz seni
Hışımla dönüp hançeri birden sapladım
Çocukluğumuzun geçtiği sokaklardı
Ben yaşta çocuklar burada koşar oynardı
Bir de bizim mahallenin Rıfkı babası vardı
Küçükten büyüğe herkesi dinler hiç kırmazdı
Küçükle küçük büyükle büyük olur hiç bıkmazdı
Yumuşacık sevgi dolu kocaman bir yüreği vardı
Kendimizi emanet edeceğimiz
Yegane ehil uzman ellerimiz
Sarsılmaz sevgi meşalelerimiz
Sıkıştığımızda yanına gideceğimiz
Sıhhatimizi güvenebileceğimiz
Papatyalar toplamış bakın eline
Başına taç takmış gelen geline
İncecik bir kemeri sarmış beline
Sarı papatyalı güzeli gördüm
Bindirmişler atına gider evine
ŞEHİT OLDU KUZUM
Uzaklardan çok uzaklardan
Bir ağlama sesi yükseliyor
İyice kulak veriyorum sese
Bu ses evet bu bir ağıt sesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!