Sevdim...
Çağırdın, geldim...
Sus dedin, sustum...
Git dedin;
Gittim...
Girdi Ece'm o en güzel yaşlara,
Kurbanım o kirpiklere, kaşlara.
Ayağını incitecek taşlara
Vuruverdim düşünmeden tekmeyi...
Güller taktım o sevdiğim başına,
Bir menekşe demedi küçük vazoda,
İçimde sarmalanmış sevgim kozada,
Bırakma ellerimi, salma âzâda...
Gözlerim gözlerine çakıldı gülüm!
Yüreğim aşk dalına takıldı gülüm!
Bir zaman dağında çiçekler vardı,
Eteği yemyeşil, tepesi kardı.
Cıvıldaşıp yüksek uçardı kuşlar,
Oraları şimdi gam, kasvet sardı.
Bir ağıttır yükseliyor ovada,
Sen, siyah gözleri hüzünlü çocuk!
Bakma bana öyle gözlerini dikip,
Dayanamam bakışındaki acıya,
Söyleyecek söz bulamam ki
Gözlerindeki soruya…
Derin bir sessizlik,
Mahzun sükûnet,
Sivas’ın tepedeki sessizlik şehrinde.
Yüreği yaralı kederli baba,
Ve ateşler üstünde yürüyen
Zavallı ana…
Yüreğim dağlandı, bu nasıl dünya?
Çok büyük bir acı bu… Dağlandı yürekler… On yedi fidan kurudu gitti… Kaç yüreğe ateş düştü… Ağladı analar, babalar… Kahroldu sevgililer, eşler… Kaç yavrunun boynu büküldü… Yüce Rabbim, sabır ver o yanan yüreklere… Rahmet eyle o cesur insanlara… Onlar asla unutulmayacak… Yüreklerde yaşayacaklar… Alınlarından öpülesi askerler… Şehitler…
Ey, Ata’m! Sana içimi dökmeye geldim. Önünde utançla diz çökmeye geldim. Bu güzel vatanımın çektiği nedir bu hainlerden? Bu evlâtlara ölüm yakışmıyor. Yakışmıyor hiç… Biliyorum ki, dayanılmaz acılara gark olmuş annelerin ve babaların, yüreklerinin bir yerinde teselli var. O da, evlâtlarının bu vatan için şehit olmaları… Onların yetiştirdiği aslanlar onlar…
Bu alın yazısı, boynumuz kıldan ince kadere karşı…
Kanadı kırıldı, uçamaz artık,
Vurdular, yaralı, beyaz güvercin.
Ne yazık, kalıyor severken ayrı,
Bilmedi suçunu, anlamaz niçin?
Gagasında vardı bir zeytin dalı,
(Papatyalar grubuna bir demet çiçek...)
Bir bahçe ki, menekşe var, lâle var,
Papatyalar, mavi mine, güller var,
Yüreklerden coşup ruha yükselen
Hikâyeler, fıkra, şiir yazan var...
Gün ışığından taşmış dalga dalga saçların,
Coşkun ırmaklar gibi omuzlarından akmış.
Körpe çağlalar gibi üstünde ağaçların,
Zümrüt yeşil gözleri, mücevher gibi takmış.
Işıl ışıl çağlayan bir şelâle duvağı,
Şiirleriniz sevgi dolu duygulu biz okuyucularınızın gönül tellerini titretiyor gönül bahçelerinde rengarenk bahar açıyor ateşe veriyor gönül ovalarımızı sevgi seli olup basıyor Kuylutyorum
ABDÜLHAK HAMİT’İN ŞİİR TANIMI:
İnsan, bazı kerre, hatırına gelen bir hayali tanıyamaz, o kadar güzeldir.
Zihninde uçan bir fikre yetişemez, o kadar yüksektir.
Kalbinde doğan bir hissi bulamaz, o kadar derindir.
Bu acz ile bir feryad koparır, yahud pek karanlık bir şey söyler, ...