Zamanı soyunan o yırtık urbanın içinde, göçebe bir yankıyla mırıldanan, gözü âmâ, dili lâl, yüreği okyanus beşer, soluklan…
Kelimelerini giy üstüne
Ağustos sıcağında, kızgın buz’da
Üşüyorsun
Mütevazı tesellilerin açmazında, bağ bozumuna hazır olsa da çardaktaki asma, yorgun bir kış güneşinde şiire düşmez çiğ, anlasan…


