aylar önce çektiğim bir fotoğrafta
camdan yansımana rastladım
bakıştık biraz, ben gülümsedim hatta
sen hiç kıpırdamadın öylece baktın
nereden bilebilirdik ki yolun sonu çok yakın
sonra
epeyce seviştik
haydarpaşa garında tanıştığım fransız güzeliyle gülme öyle hemen esmer fransız olmaz mı?
hani şu trene binerken düşürdüğü
tokasını alamayan fransız
saçları küt yüzü pek zayıf
bir ara gözüm kararmış
“makinist bey sağ da inecek var” demişim
patlatmış kahkahayı bizim fransız
-fransız bu nasıl türkçe anlasın abi?
dedi cemal
bazı eksiklikleri dolduramıyor olmuştuk artık her geçen gün kopuyordu
bizi bağlayan sicim tel tel
her adımda saklı bir veda
her tavırda eksilmiş
noksan bir eda
oysa bir zamanlar
Güzel bir deniz kenarı bankını düşünür gibi
Ecelimi düşündüm karanlık gecelerde
Cılız bir mum ışığı aydınlattı kağıdımı
El değmemiş yalnızlığımı yazdım satırlarca
Gaipten bir şeyler duyar gibi
Kaç hikaye vardır başlamadan biten
Beşiktaş'ın ikinci sınıf barlarında?
Kaç aşk vardır böyle yitip giden
Canlı müzik ve bir kaç şişe bira yanında
Ansızın göz göze gelmemek için
Bir gün bırakıp gidersen beni,
Ben acıdan beslenen bir şairim sevgili,
Sana yakın ancak kendime uzak bir yerde
Bir şiirin ardına koşarım…
Yorulursam eğer bir şiirin peşinde
bir gün bırakıp gidersen beni,
ben acıdan beslenen bir şairim sevgili,
sana yakın ancak kendime uzak bir yerde
bir şiirin ardına koşarım...
yorulursam eğer bir şiirin peşinde
senden sonra beni en çok rüyalarım yordu,
çoğu zaman fütursuzca karışma çıkardı seni
gündüzün içinde karanlıkla barıştım
gerçekle rüya arasında sana karıştım
uyudum, uyandım tekrar uyudum ve tekrar
Seni beklerken anladım gündüzün çifte standartını
Kiminin sırtına vuran güneş, kiminin aydınlatır yüzünü
Seni beklerken anladım zamanın en yavaş nasıl aktığını
Saatlerin 6’dan sonra yer çekimine maruz kaldığını
Şimdi uzak ülkeler ve tanımadığım insanlar tutkum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!