Bugün de varım hayat,
Bugün de …
Havada,suda, aşta, ekmekte;
Çiçekte, böcekte, toprakta, insanda…
Payım olana; olmayana,
Uyandım yeni güne
Ümidi kestim artık,
Seni görme ihtimalinden,
Gidiyorum…
Birkaç anı kırıntısının
Canlanma ihtimalini
Göremeden dönüyorum,
Hani bazen kalabalıklarda kaybolup,
Yalnızlığımıza hapsolduğumuzu sanırız ya;
Oysa yalnızlık çoğunlukta kaybolur...
Çoğunlukta bulmalıyız kendimizi,
Çoğunlukta aramalı, eksikliğimizi
Bir gün karışın kalabalığa:
Yıl, 9 Kasım 1916
Anadolu’da, Bitlis’teyiz…
Yollarda düşman işgalinden kaçan insanlarımız
Evlerini,topraklarını,vatanlarını terketmekteler...
Dört-beş yaşlarında bir çocuk,
Bugünde sallanmışız zelzeleden
Akışında yaşarken bir şekilde yaşamın
Dağlar ötesinden aradı can dostlar
İyiyiz dedik birkaç canımızla
Bedenler daha sağlamdır diyemedik
Ruhumuzdaki depremlerin,
Bir çocuk dostuydu O,
Çocuklara güvenir, severdi onları
Geleceğin ışığı olarak görürdü bizleri,
Bir gün Bursa’da kendisini karşılayan çocuklara:
‘Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve
İkbal ışığısınız’ dedi.
Sende öğrendim ilklerimi
İlk nefes, ilk söz, ilk adımı…
Coşkuyla, çiçekle, böcekle kaynaşıp
Toprağında taşında, bağrında…
Hakça bölüşüp, paylaşıp çoğalmayı
Sevdayı sende öğrendim
Gülüşüm,
En sadık, en cefalı işçim
Olmadık yerde,
Olmadık zamanda,
İmdadıma yetişen,
Bugünde kalabalığım,
Senli-sensiz trafiğin
Karışmış sinyallerinde…
Kimi yeşil, kimi kırmızıya çalan,
Keşmekeş içindeyim
Sesin, kokun, hasretin
Böyle de vurulmaz ki azizim,
Sen tezeneyle dokundukça her tele,
Titrer bütün hücreler…
Söz dinlemez, direnir.
Bu beden darma dağın
Kuytuda, köşede ne varsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!