Yaşadık mı beraber yıllarca,ne oldu şimdi anılarımız dilsiz mi? Sağır mı oldu artık aşkı haykıran dillerimize karşı kulaklarımız.. Tükettik mi geçmişi,tüketirken tükendik mi aynı hızla.Ağladık mı beraber yıllarca yıllar geçti biz bittik mi...İlk gittiğimiz filmi hatırlar mısın,ya da Sarayburnu sahilde içtiğimiz son çayı...Beni kırdığın yerden yapıştırdığın parçalarımı,hani o parçalar ki yapıştırsan da eskisi gibi olmayan,yarım,yamalı...Her insanın bir vedası olmalı Eylül'de gidenin ardından yazdığı...Bu da benden olsun,yarım kalan hayaller,sonu gelmeyen cümleler,sonu mutlu bitmeyen filmler,hepsi ne yaşanmış ne de yaşanacak olan ne varsa benden sana hatıram olsun...(01 Eylül 2024,Avcılar)
FİLİSTİN KAN AĞLADI
Kalemi aldım elime,
Yazmak için karanlığı,
Kalemi aldım elime,
Ben yazdım,kalem ağladı...
Dünya uyurken ben ölüyorum,
Dünya kör, dilsiz ve sağır...
Bomba sesleri kulaklarımda ,
Dünya susarken yeri göğü inletiyor feryadım,
Ben Filistinli çocuk,
Bitti sanırsın içini yiyen acı,
Bitmez acı,sadece bekler sırasını
Yürek ne yaşarsa derinden,
Derine,daha da derine gömer,
Diri diri gömülen sevgilerin mezarlığıdır gönül,
Sen yumdun,ben saklandım,
Yıllar hızla geçmez sandım,
Bu oyunda sen kazandın,
Sobeledin hayat beni.
Önüm,arkam,sağım solum,
Gidemiyorsun artık uzaklara,Uzaklar dipsiz,Uzaklar sonsuz,nefesin yetmiyor eskisi gibi ne sana ne de koşmak isteyen ayaklarına...Ruhun çocuk,kafan genç,bedenin yaşlı...Kalbin aynı ürkek kız sanki hep 18 lerinde...Gözlerin yorgun,tükenmiş...Göremiyorsun artık enginleri...Geçmişe dönsen,toplasan kalbini kıranlardan kalbine ait parçaları...Geçmişe dönsen dönemiyorsun.Istanbul'da bir akşam üstü,geçmişsin talihsiz Haydarpaşa garının karşısına,elinde kalem kağıt,o dertli sen dertli.. Yanmışsınız ikiniz de bu zamanın herhangi bir diliminde yanmışsınız ikiniz de ama şimdi ama geçmiş de...Yanmışsınız ikiniz de...dertlesiyorsunuz sessizce,istanbul'un gürültüsüne inat bir sessizlikle istanbul'un kalabalığına inat bir yalnızlıkla,bir akşam üstü karşılıklı dertleşiyorsunuz sessizce...//14 Eylül 2024-Kadıköy
Bir ev vardı çok tanıdık,
Eski,sarı fotoğraflardan çıkıp gelmiş sanki
O kadar sıcak,o kadar alışılmış...
Bir gün desem bir yılın,
Bir yıl desem kırk yılın hatırı kalır,
Bende bir mazisi var ama bilinmez kaç asır...
Herkes herkesi sevmesindi
Sevmeler böyle olmasındı
Yıldızlar gökyüzünde öyle durmasındı
Yağmur yağmasaydı öyle anlamlı
Herşeyin bir anlamı olmasındı...
Öyle ağlasam,öyle ağlasam ki
Kalmasa hiç gözyaşı çocuklara
Öyle ağrısa öyle ağrısa ki başım
Kalmasa onlarda hiç dert,tasa...
Öyle düşünsem öyle düşünsem ki
Biraz huzur,biraz deniz başka ne için geldiniz...biraz sevgi biraz gönül başka ne için geldiniz...Biraz kadın,biraz adam ceketli ama ceketsiz...biraz doğru,biraz yalan başka ne için geldiniz...Düğünde oynadınız,ölene ağladınız,yol hiç bitmez sandınız,yollar bitirmek için,başka ne için geldiniz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!