Atilla İlhan’ın Pia sini
Pi sayısının kara kökü sananlar
Sevgiyi bulmak için tam sayı ararlar
Mutluluğu çok bilinmeyenli bir denkleme çevirip
Formül arayanlar
Hiç sessiz bir orman gördün mü?
Ya da dalgaların işitilmediği bir sahil...
Sana soruyorum!
Çığlıksız bir martı,
ıslıksız rüzgar olur mu?
Susmaz!
El sallar gibi ardımdan
Dalları canlanıyor ağaçların
Bir yaz yağmuru
Ellerimin ıslaklığını serinleten bir rüzgar var
Aylardan bu sefer haziran
Nasıl bir gidisi kabul eder ruhum
Cemaaaaaaaaaal
Kazar mı insan hiç kendi mezarını,
Hiç kendi mezar taşını yazar mı Cemal?
Aylardan mayıssa
Öldürmez aşk acısı insanı Cemal!
Saat kaç?
Bilmesem cezası var mı?
Ya da
Sabahın dördünü gösteriyorsa
Umursayan var mı?
Sevgi saatim gelmiş
Geceleri yüreğini bırakma aralık
Usulca girdiğim gibi
Usumu bırakıp yalın ayak
Kaçarım
Ihlamur kokusuna
Tutunmuş sıkıca buluta,
Ha yağdı yağacak yağmur
Inat etmeyip
Damlasa toprağa
Karışıp gidecek o da
hayata.
Senin dudaklarında açan sözcükler
Düşük tümceli kurulmuş
Kilitli pencerelerden sızan hikayeler
Kapının önüne dizilmiş
Hayallerim bir daktilonun tuşlarında ritmini kaybetmiş
Ve tükenmez kalem ile yazılan kadere
kaç derecede kaynar kanın?
bir kadeh rakıda
kaç derece sen varsın?
akıtsam kanını rakıya,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!