Ah be Cemal
Hep doğruyu bilen
Patikalarda keçi gibi dolanıp
Düz yolda turist gibi rehber arayan Cemal!
Yok, şüphemiz senden artık
Seviyoruz seni
Kafanı tam düşürecekken bir
omuza,
Boşluğa devrilmektir tüm
bedeninle,
Tutmak için eline uzandığında,
Boşluğu kavramaktır sım sıkı.
tohumdum,
savruldum,
toprağa kondum,
yağmur yağdı,
filizlendim,
serpildim,
Her sabah aynı köprü
Mahmut altında yatar,
Sütlüce'nin devrik sadrazamı
Her akşam aynı köprü
Doğrul Mahmut
Keserdi
İstemeden,
Elimi her cebime daldırdığımda,
Bir başaltı oyununda,
Cesareti yüzünden kırılan misketim.
Ama olamzdı bile umrumda,
Keşke tüm saatleri geri alsak
Ne alan
Ne veren
Gavur olsa
Keşke tüm dakikaları
Kuma katsak
Sevmek kutuya
Özlemek kitap arasına
Tası tarağı topladık
Yaşamak tavan arasına
Ne çok söz var
sevgiye dair söylecek
Oysa ki
Sen tek başına
Ben kendi başıma
Belki de hayat sadece
Her zaman oturulmaz bir gamzenin kenarına
ve hissedilmez bir dudağın izinde genelde bu denli sıcak bir ıslaklık,
”den”imden yoksunken ben keşke söyleyebilseydim ne denli keyifli ve sıcak olduğunu içimin,
ama bakma bana öyle şaşırmış ve bilmez gözlerle.
Benimkisi yeni birşey değil.
“den”sizligim dayanmakta Ankara’nın kurtuluş yıllarına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!