Her deli
en az bir gece,
kement atar aya
Ne şimdiye kadar
çeken olmuştur.
Ne de evine götürebilen ayı.
Yaslanma deseydin sadece
Anlardım çekilmeden önce
O kadar mı ağır geldi sana bedenim
Oysa ki başımı göğsüne yasladığım zaman
Huzur kaplardı içimi
Teninin kokusu bulanırdı yüzüme
Seversin sıcağı bilirim,
O zaman uzan ellerime,
Yanan bir ormanın
İlk kül olan ağacına uzanan
Denize ait bir rüzgar gibi sar bedenimi
Annesi öğretmen
Babası öğreten
Kızınız sınıfta kaldı!
Kızınız;
Sevgi ile özlemi toplayıp aşkı bulamıyor
Nasılda neşeyle yağıyor yağmur.
Sanırsın uzun bir yolun sonunda bekleyeni var.
Rüzgarın elinden kurtulup,
çırıl çıplak toprağa,
yüz üstü çarpıyor yağmur.
Tenin tene çarpmasını andıran bir şimşek sesi yankılanıyor.
Hayat bu kadar güzelken
Ben neden üzüleyim
Neden seni özlüyormuş gibi yapayım
Bu kadar güzelken hayat
Seninle neden savaşayım
Adını bir şair koyduysa
Öyle elini kolunu sallayarak gidemezsin
Senin bir sorumluluğun var
Dik dur!
Biraz toparlan!
be şaşkın
bugün yine anason kokar satırların...
kalk pencereyi aç,
kapıyı aç,
rakıyı aç...
gir koynuna masanın,
Sen gideli
Koskoca bir yıl oldu
Senden sonra çok şey değisti İstanbul’da
Karaköy’e tramvay yaptılar
Aksın diye trafik daha rahat
Almaya gelebil diye beni akşamları
Sen gideli
Koskoca bir yıl oldu
Senden sonra çok şey değişti
İçimdeki İstanbul’da
Dilekçe verdim ben de
Amortisman masraflarım çok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!