Saat kulesi burada,
Önünde, dünyanın en büyük lideri..
Kale desen, yalnızlığı yüzyıllar olmuş,
Bir sen yoksun işte..
Kulaklarım çınlarken,
Kalabalık artıyor.
Sözlerim kemiksiz et parçası,
Daha belirgin
Daha berrak.
Ben gelmişim en dip kuyulardan,
Seni görünce aşka inanmışım.
Mezarlardan koşarken kırlara
Bir iskelenin önünden geçiyorum
Gözüme bir güneş takılmış,
Güneş iskelede.
En güzel kadınısın sen hayatımın.
Yaşayanlar içler acısı,
Ölenler çalgı çengi,
Bir yer var aklımda
Ufak tefek kalbime sızan,
Memleket olan İstanbul'u kapsayan,
Her gün biraz daha deniz kokusu.
Dile kolay;
İlk kavgam,
Sana sarıldığımda dünyayı kucaklıyorum,
Evet, bu doğru.
Bir günün en güzel zamanı gibi dudakların;
Öpünce denize koşuyorum.
Son durağa beraber varalım,
Ne olur bir kere pencerenden gülümsesen bana?
Hey gidi koca dünya hey!
Kimseyi barındırmıyorsun koynunda.
Bir oğlun yok bir kızın yok,
Bir ablan yok bir abin yok,
Bir annen bir baban yok,
Hey gidi koca dünya.
Nimbusa esirdir yüreğim,
Zamandır gitmekte olan.
Kulağımda bir ses,
Yüreğimi devrime çağırıyor.
Kuşanın çocuklar,
Yakındır memleketimin isyanı.
Senin yüzünle başlayan bir şiir,
Nasıl olsa rüzgârlarla boğuşuyor.
İklimler, süresizdir hoşnut değil,
Seninleyken yaz,
Yoksan kış.
Ruhun ayaklarından asılı,
Geliyorum,
Fırtınalı bir hava kaplı,
Köşe başlarında nöbet tutulur,
Sessiz bir dalga akıntısı eşliğinde.
Yıldızları sana benzetiyorum
Gökyüzü bulutlara gebe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!