Bir tanımın çevresinde
toplanır kule yapıcıları,
sıkı birliğin güveni sarmalar
titrek heyecanlarımızı.
Ortaklaşa kurarız dirliğimizi,
Bambaşka bir zaman bu,
altın kafesten uçan kuşlar dönmez geri.
Mahsur kalmıştır epeydir özgün tüyleri.
Bir hafifsin sorma, kim getirebilir geri seni.
Bu bir ölümcül yazgıdır, zaman zaman yaşanır,
Yemek yediğim, dirseklerimi
dayadığım masa taviz vermemeli.
Orda durması sürekliliğim; başında
hep beraber eğlendiğimiz bir akşam
kesintisiz geleceğim.
Adlandırarak sınırladığım boşlukta,
herşey kayıp giderken tuttum
demet demet ve sokuldum dünyaya,
bu varım demek.
Kayıp çığlıklarım geri döndü uzak
Birden alevler içinde bir fikir,
soğuyan yarına fitil.
Gel ez istersen bütün
canlıların çığlığını, yine seni
dillendirir bu yoksunluk.
İşte böyle çılgın, ülkesiz,
dolaşırım; üstelik hepsi
hepsi bir küçük oda.
Ne yarın kaygısı, ne dün
artık. Kurduğum ilişkilerle
Milyonlarca kuş alev alev,
saldırır duvarlarına bilincin.
Ölüm topal ayaklarıyla gelir,
kaldırır direncini algının.
Yeni bir soluktur öte,
cıvıl cıvıl her gün doğumu gibi,
Gel gerçek miyim anlat bana,
görüntülerle coşmuş bu masalda.
Giysimden soyunmuş, çıplağım nasılsa,
üşümüş, yorgun ve açıklıkta. Anlat ki
oyalanayım, unutulduğum bu kenarda.
Dolsun da benliğim sağlam kanıtlarınla.
Belirsizin gerçekliği
tek gerçeğin olsun.
Madem böyle yaratıldın,
heryer kendinle dolsun.
Hayırlı veya uğurlu,
ölümcül ya da acılı,
Beni ne kadar onaylarsanız,
o kadar severim sizi,
böyle benimserim dünyayı,
hatalarım varsa kime ne.
İster açıktan, ister sezdirmeden,
sürekli onaylayın, yanlışlarım
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...