Hiçbiryer salınmaktır zamansızlığın
parıltıları üzerinde, bilgi verilmez,
alınmazda, taa kör bir noktada
görür gibi ilerlediğin, yalın, ton dışı,
renk uzaklığı; nerenden kaynar,
yoksa o mu sana kaynar, açıkça
İlişki var mıdır gerçekten, korkularımız
acılarımız örtmüş. Sur dibinde açan
güller gibi yüreğimizi açarız ya da
öyle zannederiz. Duvarlardan
anlamamış gülücüklerle çevrili
kızgın yağ dökülür üstüne,
İlk biçimin peşinde geçen ömrümüz, sarp doruklarda,
ateşler yakıp görüldüğümüz, susar, altın işaretlerini
sunardı, ancak burdan geçebilirsiniz, sevgiye kurban
olmaksa emeliniz.
Saçlarında uçuşan müzikle dalgalanıp, yazılmamış
Uykunun dermansız bıraktığı,
gecenin örtüsünü açmadığı.
Gene de insanlar internette.
Ulaşabildiği kadar boşalıyor;
yükünden azat, sakinleşmiş
biraz. Saklıyı açığa vuran.
Savruluşun kırılgan mekanı öte,
kucaklar canlıları ölünün gözleriyle.
Ayrılık sızıdır bildik yerlerden, yeniyi mi
istemeli örtük kalan bilinmezden.
Tamamlanmamışlık perdesi inmiş,
göremiyoruz. Sorgulanıp, arzulanmış
Aydınlık fırça darbeleriyle
kapıları yıkar. Karanlık
geri adım atar. Umut
doğar, belki bu yazgı değil.
Kuşlar öteye susar.
Öpülürse alnın, daha da parlar.
Gecenin kör balkonunda
ayaklarımın izi, içime
düşer de duyulmaz,
yerlere bırakılan sesi.
Bir çelik kadar sağlam
ama üzgün öylesi.
Bizi boğan, sıkan şeklin
basıncı salar kendini
bir yeni yüzeye - sabah
çiğleri henüz düşmemiş -
taşımak için en içtekini.
Bir zamanın kırılmasıdır yaşam,
araya giren görüntülerle zengin.
Biz iplerin ucunda sallanan bezgin,
soran bakışlarla alışırız.
Kaygımız, umudumuz savrulmuş,
yerde kalanları toplarız.
Bambaşka bir zaman bu,
altın kafesten uçan kuşlar dönmez geri.
Mahsur kalmıştır epeydir özgün tüyleri.
Bir hafifsin sorma, kim getirebilir geri seni.
Bu bir ölümcül yazgıdır, zaman zaman yaşanır,
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...