gittin! ...
kimliği belirsiz bir yalnızlığa bıraktın beni
yokluğunda anladım kim olduğumu
aşk tarlasına;
seni ektim, kendimi biçtim.
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




günümüz şiirinde genellikle eksik olan 'duygu', bu şiirde yoğun. şiir içine çekiyor insanı.
Bir de uzun şiirlerin nesir gibi ve anlaşılmaz, riskli olduğunu söylerler.
Bu şiir hiç te öyle olmadığını söylüyor.
Demek ki kalemle ustalıkla ilgili, şiir uzun yazılsa ne olur kısa yazılsan ne olur, dağarcık doluysa şiir dilinde şiirsellik varsa ki var şiirde böyle akar gider kavuşur denizine...
Keyif alarak; çokça da hüzünlenerek okudum, sevgiler.
ŞİİRİNİ ANLATMAK BAGAZIMA DÜGÜMLENEN BİR LOKMA GİBİ ANLATMAYA KEFAYETSİZ GELİYOR HARİKAYDI TEBRİKLER...
çok güzel ve çok duygulu bir şiir olmuş gerçekten çok beğendim..sevgiler
Kutluyorum usta kaleminizi Yüreğinize sağlık İlhamınız bol ömrünüz varolsun Saygılar '
Çok güzeldi şiiriniz.
Boynunuzdaki bene kimse buse kondurmasın sevdiğinizden başka Tülay hanım...Çok içli bir gidişti.Bilirim gidenin ardında dünya da durur.Ölüm saati çalar başucumuzda,hayata karışma saati değil.
Kutluyorum sevgimle.
Şiiri gruplarda paylaştığınızda yeni yazdığınızı sanmıştım ama bayağı bir eski imiş:)
Şiiri baştan sona okudum...
Bu şiirde akıl ve mantık oyunlarına diğer şiirlerdeki kadar yer verilmemiş. Haliyle anlaşılması da daha kolaylaşmış.
Yüreğinize sağlık çok güzeldi Tülay Hanım,
Buruk bir bekleyişle son bulan ve ümidin tükendiği bütün emellerin toprağa gömüldüğü sığ denizllerde soluk mavi bir rengin iz bıraktığı bir şiir.
Selam ve saygı ile
yaklaşım süper sıkı durun yeni bir şair tohumları savuruyor edebiyat dünyasının kurak kalmış ülkem topraklarına eminim yıllar sonra bu tohumlar birer çınar olcak. şiirleriniz on puan,on puan tebrikler.www.mansetgazetesi.com/Ayrıca Ayşe Egesoy'un sunuculuğunu yaptığı şiir sanat gecesinin onur konuğu olarak davetlisiniz tarih 20 aralık yer konevi kültür merkezi
küçük kalbinizde böyle büyük bir sevgi taşıdığınız için sizleri tebrik ederim. yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Harika bir calisma olmus.Yurekten kutluyor basarilarinizin devamini diliyorum
Sevgilerimle.
Kemalhttp://www.radyotusem.org
http://www.biryabanci.org
http://www.biryabanci.org/bir/index.asp
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta