alıp başını gitme ne olur
bavulunu al
terliğini götür
diş fırçanı da koy çantana
aklın burada kalsın
hiç bir manzara sabit değildir
gün içinde ışıkla değişir
sabah başka öğlen başka gece bambaşka
yıl içinde mevsimlerle değişir
bahar başka yaz başka kış daha başka
adabımuaşeret açmazından azade alnımın akıyla
bitirmeliyim bu baldıran buruğu betimlemeyi
biçimciliğe biber bulayıp buluşarak
cahil cesareti cerbezeli cinnetli coşkuyla
çakırkeyf çalçene çapraşık çalışmayı
adamlar var duvar gibi... sağır sultan eş
ne denli parlasa güneş, geçmez... zira taş
ne bir dost var ne arkadaş şeytanla koldaş
tam duyarsız... sanki bir leş... olunmaz yoldaş
çok laf yapar ağızları, ağrıtırlar baş
kış yaşıyoruz fakat
şık değil
kışı aydınlatmıyor kar
ışık yok, koy yerine ark
arap kültürüne düşkün tiplere bakın
üstünde entari.. ayakta potur,, kafada fes
fikren değil
şeklen benimsemiş arabı
içindekini görmemiş
30 ağustos 2013
hava sıcak mı sıcak
nemli, bulutlu, boğucu
kahvaltıdan sonra hemen denize
bir demet kırmızı gül, bir de zarif hediye
bir telaş bir heyecan, midede kelebekler
kimi bir pastanede kimi evinde bekler
aşkı böyle tek güne sıkıştırmak ne diye?
amerikalı bir kız tutmuş bir kart göndermiş
darwin ile ünlenmiş biyolojik değişim
hiç acele etmeyen ağır, köklü gelişim
neden yirmi senede oluştu benim dişim?
doğa der ki “sakin ol, bu iş tam benim işim”
acul tutum yaramaz, sap samana karışır
uyanıp henüz ak gün doğmadan karanlığa
düşündün mü zamanı geçmiş ne gelecek ne
iyimserlik bedbinlik kozmos sonsuzluk doğa
korku nefret aşk hüzün düş ve gerçek üstüne
tam o an ne aydınlık ne karanlıkken zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!