Keşke düşündüklerimi fark edebilseydin,
sözcüklere dökemediğim duyguları görebilseydin.
Sessizliklerim de bir şey anlatır,
her duruşum, her bakışım bir hikâye taşır.
Sen gittin,
Ve sokaklar sustu adımlarında.
Gözlerimde bir kırık şarkı kaldı,
Her köşe başı, özlemle dolu bir boşluk.
O testi çoktan çatladı,
Bardağı taşıran son damla olsa ne olmasa ne?
Ben anladım anlayacağımı,
Gelsende olmaz artık bizden,
Olsan ne olmasan ne?
Kirpiklerinde bir çiğ tanesi olmak istiyorum …
Kirpiklerine sessizce düşmek, usulca orda kalmak, bakışlarına tutunmak istiyorum sevgilim..
Kara gözlerinin hüzünle parlayan kıyısında, dalgın bakışlarını,
bir anlığına bile olsa, varlığını hissedebilmek için nelerimi vermezdim.
Nisan yağmuru gibi olsam, taze ve şifalı.
Sevgilim,
Seni ilk gördüğüm an'dan beri,
yüreğim heyecanla çarpıyor.
Bir korku sardı benliğimi..
Seni tanımaktan değil
seni kaybetmekten korkuyorum.
Bir sessizlik var adında,
kalbimin en yorgun yerinde bekleyen.
Ne kadar unutsam da,
bir iz kalıyor — suyun taşta bıraktığı gibi,
Sessizim bu aralar, sessizim derken sesimin gitmesi yâ da İçime kaçması değil.
Ruhum da lâl olmuş gibi.
Sanki kalbime küsmüş..
Zihnim bile suskun bu aralar, yüreğime isyan bile etmiyor.
Boynu bükük, hüzünlü ve çaresizce dalıyor gökyüzüne..
Yaratanına havale etmiş, yapılan haksızlıkları ve adaletsizlikleri..
O gün anladım,
birinin gözlerine fazla baktığında
kalbinin yerini değiştiriyorsun.
Sana bakarken zamanı unuttum,
ama sen bir an bile fark etmedin.
Bazen bir tatlı uyku bastırır insanı,
öyle bir ağırlık çöker ki göz kapaklarına,
sanki ruhun da bir anlığına dinlenmek ister bu karmaşadan.
Yorgunluk bedende değil, içtedir;
düşüncelerin yorulmuş, duyguların sesini kısmıştır.
O an insan ister ki,
Yüreğimde kor ateş, adını söyler yanarım,
Sensiz geçen her gece, bin kere ölür, kanarım.
Ah ellerin uzanmaz, gözlerin düşmez gözüme,
Özlemin ağır taş gibi bastı benim özüme.
Gelmedin, yollar suskun, kuşlar bile göç eyledi,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!