‘kafamdaki kırıklara ölesiye uygunsun hadi sana merhaba ‘ (Payidar)
ey kârî
sana bu görkemli gökler altında
bu kuru, bu uzak yerden bir ılıklık yolluyorum
başımı hüzünle göğsüne koyup ağlamanın düşüyle
son şiir..
sohrab'ın yıkadıgıdır...
/
eşyanın hapsindeyim
rutubetli bir sanrı
Ve çıldıralım yarım gönüllü akılla
Kavuşalım gömlekte ünsiyet
İdrak edelim çırpınmanın mahiyetini
Bilelim gitmek yuvasındaki sıcaklığı
Açalım ellerimizi dokunursa telaş
Ve demeyelim ‘ napcaz napcaz‘
biz, sona yürümekle meşgulüz
kelime i tevhid tutup da elimizden
yola savurdugunda bizi..
Kırıldı halka, yayıldı sîretine ayna
Sızlıyordu zamanda mülâki ve lâhza
Ey sesine kuşların tünediği
Elvedaya binecek son ürperti... Çok İyi Çok Çok İyiii