beklesem de beklemesemde
seninle ilgili yaşanacak her şeye
kendimle ilgili neyim varsa versemde
asla benim olmayacaksın.
yalnız olsanda olmasanda
Benim güneşim bu dünyadan göç etmeye hazırlanıyor
Ben karanlık zamanlarda ne yaparım anne
Beklerken bu şehrin ayrılık kapısında
Hiç cesur değilim arkama bakmadan gitmeye
Yorgun, bitkin
masada yarım kalan pasta
saçlarında yeni aldığım toka
bütün anılar eski bir sığınakta
şimdi herkese sitem ediyor.
kulağımda seni anlatan sesler
Mevsimler kadar yorgun
Akşamlar kadar yalnız
Ölmek kadar bir bitişte kalmak
İnan ki çok zor
Gİt git bitmeyen bir yol
Aşkın istikametsiz yol alışı
Aydınlık zamanlar yaşlandı
Susadı çöl akşamlarında zaman
Fırtınasız denizde mücadele olmaz
Ölüm sonsuzluk nehrinde boğulmaktır
Yaşadığın müddetçe
Seversin ve sevilirsin
uzun zaman oldu saçlarına kar yağalı
anlamadın ilk başta o beyazları
sana garezi olduğunu sandın kaderin
baktın ama göremedin gökyüzündeki yıldızları...
sen hep ölmek istedin aslında
hep sonlara vurdu denizim
oysaki saçlarını hep arkadan bağlardı
demlenince gülüşü hatıralarla
arada bir karalar bağlardı...
sessizliğe bıraktığı o akıl sırdaşlığı
Maziyle koyun beni mezara
Hayalleride bir köşe başına
Söyleyin kara bahtlı yazgıma
Ölürken böyle istiyorum
Gündüzler karanlık olacak
sessizlik ve salondaki kırmızı halı
unuttuk bir müddet sonra her zamanı
sen olmuşsun olmamışsın masalı
her zaman anlatılır zaten...
uykusu gelmiş bir hayat ve yalnızlık
bir sabah kahvaltısında yine buluşalım
sen siyah bursa zeytininden getir gelirken
ben bu dünyanın ilk sabahında uyanayım.
bir sabah kahvaltısında yine buluşalım
sen kuşların dişlerinin olup olmadığını anlat




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!