gülümse kapıyı açtığında hayata
sarıl içinden geldiği gibi
ayakkabılarını içeri alan ruhunun elleri
pencereden atlamak için
intihar etmeye çalışan hayallerine uzanıyor.
sokuluyor yorgunluğunun son yüzü
Gün bitmek üzere...
Ben olan kavramların bize dönüşmesi
Yaşamak ya da ölmek
Borçlandığımız güneşin kızıllığındaki kırmızı
İçimizi yakan o büyük ateş mi?
hep sonbahar gelince sensizliğe
anlamadım içimdeki sesi
sensizliği
ve uğruna verilecek her şeyi...
sensizliğin yağmurları vurdu
Düşlerimin aşkı sende kaldı
Şimdi senin mevsiminde çağlayan bir şelale olmak
Korkup geri çekilen büyük orduların yenilişiydi
Seni içimde unutmak, ey yar!
Keşkelerle kurulan büyük acı cümleleriydi
Nasılda bu aşkla beni büyük okyanusların ortasında yalnız bıraktın
Düşler ülkesinde zaman yoktur
Davet edilmediğin hayat kısacık anlarda ne kadar da alıngandır
yağmurda sırısıklam olursun da kimse farketmez
Çünkü baharın aslında rengi yeşil değildir.
Masmavi gökyüzü,
Doğmak ve ölmek
Senin adın bunlardan hangisi?
Zamanın içinde çüürümek
Söylesene bu beden
Yaşayanın mı ölenin mi iskeleti?
zararlıydı aklıma her gelen
aklımdakiler ve
aklımdan gidenler.
hava karanlık ve
seni bırakacak olmak
Döneceğin gün yakın yarınlarımda
Özlemler büyük fırtınalara yol açarken
Söz verdiğimiz dostlara
Haykırmak son olmayan başlangıçlarda
Biten ve tükenen bir bedenin
Hangi nefes alışında rahat ki,
Ne bu telaş,ey yolcu
Gözlerinden dökülen bu yaş
Kim için akıyor
Aklında gene ne var?
Gene kim üzdü seni
Kim yıprattı böyle?
Gelmesen de artık benim sıcak topraklarıma,
Üzülmem!
Sonsuza dek istediğin yerde kalsan da,
Beklemem!
O uzun ölüm kahkahaları var ya,
Hani bir türlü ağlayamadığın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!