Ey Kudüs sonu savaş olan barışım
Sonu barış olan savaşım
Vaat edilmiş kurtuluşum
Evet, bir muştusun sen âlemlere
Barışın adaletin müjdesi
Ey Cardia güzeli Helen
Bir güneştin, önceleri
Doğarken battın
Sensizliğime
O gidişini var ya!
Kızıllığına batan gün gibi
Bak şu başımızdaki kıymetli mizana
Göğsümüzdeki o yüce vicdana
İçimizdeki o eşsiz heyecana
Ne zaman bu cevherleri işlesek
Kavuşuyordu bütün insanlık medeniyete
Ey mehdi, tamam oldu zaman
Ahir zaman diyordun, işte geldi o ferman
Hazırlayalım o şanlı ordularımızı
Bozalım artık şu üç asırlık sessizliğimizi
Toplanalım Amik dabik vadisinde
O vaat edilen arzın sinesinde
Bir ayrılık çayı demle usta
Ocağında sevda ateşi,
Suyunda hasret
Acele etme usta
Vaktimiz çok, bırak
Bir sukunet, bin cinnet
Yüz sürecek toprak mı?
Arıyorsun aşka
Öyleyse dinle evlat;
Bak, secde izi anlında
Olanı değil
Kalpte olanı ara, bul
Her şey deveran ediyor
Felekler misali
Zerreler misilli
Bir biri içe
Bir biri dışa
Büyük
Seninle daim asudeyim
Sensiz avareyi beyhudeyim
Cemalini görmeye amadeyim
Ateşten tenine bir damla sudeyim
Maksude ermeye latif bir perdeyim
Ben nefesinde terkibi bendeyim
Aşk nedir bilir misin?
Vildane?
Sevdayı vuslatta küçülten,
Firakta yücelten
Sonsuz hengane
Hasreti, uzun ince iki kapılı hane
Bakın şu isnan-ı vav’a
Nasılda hüsünle nakşeder
Rahmanın sikkesini
Her bir mahlûka
Sanki tılsımlı sitte-i halka
Derken tezahür eder
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!