EV ŞİİRLERİ

EV ŞİİRLERİ

Erdem Uçan

Yirmi yedi yıldır şahidim şu hayata, yaşanılan hep çile..
Yirmi yedi yıl daha geçse de, bu değirmen değişmez kine..
Dedemler, dört çocukla tek gözlü odada, tek somyada binbir çile..
Beş kilometre yaya gidip güneşin alnında yaptı çapa..
Ev ev dolaştı çamurda, yaşta odun kesmeye sırtında balta..
Çileli ömrü son buldu, üç kiloluk bir urla karnında.../23.08.11
..

Devamını Oku
Faruk Manici

Dünya da bir yer
Bir yer de bir ev
Bir ev de bir oda
Bir oda da bir çift insan
Sevişiyor
..

Devamını Oku
Mahmut Cantekin

Kâhta’da iki katlı ev,
Duvarları terle yoğrulmuş kerpiç,
Damında babamın omuz yükü toprak
Biçildik tek tek mazide kaldı sevinç,
Avlusunda ne ağaç kaldı ne yaprak
Döşet yıllar hasretimi hüzünle döşet…

..

Devamını Oku
Timur İlikan

Bir aşk ki bu söylenir yaban illerde
Efsâne olur hemen bütün dillerde
Dilden dile, ilden ile ev ev yayılır
Sevdâsı tüter alevli kandillerde

(mef' ûlü - mefâ' ilün - mefâ' îlün - fa')
(mef' ûlü - mefâ' ilü - mefâ' îlü - fa' ûl)
..

Devamını Oku
Mehmet Asa

kim akşam Namazından sonra 20 rekat evvabin Namazı kılarsa Allahu teala onun için cennette bir ev saray yapar Halebi
..

Devamını Oku
Ramazan Ateş

Korkuyorum, sanki bir şeyler oluyor bana.
Gözlerimi kapatıyorum, ürperiyorum.
Ana, çok korkuyorum, ben korkuyorum baba,
Kimsesizim, yalnızım, ev içinde evsizim.

Kulağımı tıkıyorum, çığlıklar geliyor,
Sanki biri, bıçağıyla beynimi deliyor,
..

Devamını Oku
Mehmet Asa

Kim 12 rekat nafile Namaz kilarsa cennetine bir ev kazanir tirmizi kim 12 rekat Nafile Namaz kilarsa cennetine bir kosk kazanir Muslim misafirin
..

Devamını Oku
Alparslan Aymercan

Mutlu bir evimiz vardı vangölü kenarında
Kerpiçten yapılı baba yadigârıdı bizlere
Çocukken birlikte yaşardık tandır başında
Göç etti gurbet eline bizim ev

Anne baba kardeş bir aradaydık
Bütün sorunları birlikte paylaşırdık
..

Devamını Oku
Mehmet Asa

ikiser ikiser olmak uzere 12 rekat kusluk namazi kilanlar cennetten bir ev kazanirlar tebarani Not bu Namazi sabah 9 ile 11 saatleri Arasinda kiliniz uzman hocadan Alintidir hormetlerimle
..

Devamını Oku
İsmet Zeren

Bu sokak bizim sokak işte
Bu ev bizim ev demek isterdim sana
Ama yapamam
Bütün sokaklar benim
Bütün evlerde tencerem kaynar
Seveceksen beni
Onlara sor her şeyi
..

Devamını Oku
Mustafa Ceylan

Ev yirmi beş, büro yirmi yedi
Bu dert, bu çile ömrümü yedi.
Göçmen kuşlar bile şaşırdı
Son bahar başımda gümüledi...

Yeşil pancurlu ev kaldı rüyâlarımda
İçimde boydan boya, halı döşeli büro
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Işık oldun yoluma
Hemen girdin koluma
Körpe bir fidan iken
Kalem verdin elime
Ev apartman ve hane
Dolsun o kütüphane
Sen beni dillendirdin
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

En önemli problem
Bil çevre kirlenmesi
Tabii denge ile
Dünyamızın sönmesi
Temiz tut çevremizi
Ev ocak deremizi
Besinler çok önemli
..

Devamını Oku
Hamdi Oruç

Halamın Evi

Halam öldü
Göle atılmış bir kesme şeker gibi halamın evi şimdi
O ev ki "hüvel baki" yazısına gül damlatıyor...

“Fanisin ey insan “diye bağırır Halamın evi
..

Devamını Oku
Sadık Uzun

Evin önündeki bahçe
Bahçenin önündeki ev
Kimine göre ev
Kimine göre bahçe
Önünden geçenler bilmez ki
Kim kime ve neye göre daha önde
..

Devamını Oku
Ahmet Kemal

Nostaljik Bir Gezi

Yıllar önce gittiğim bu yerler bir daha gitmek nasip olmuştu. Fındık toplamak için gittiğim bu aileye kız vermiştim. Düğünde karşılaştığım Yaşlı Nine ölmüştü. Bu ninenin evinde kalmış, onun yemeklerini yemiştik.
Ani bir ölüm haberi biz yıllar önce gittiğin 10, 15 gün kaldığım, havasını soluyup ekmeğini yediğim yerlere gitmek zorunda kalmıştım. Sularında yüzdüğüm melen üzerine baraj yapılıyordu. Ama bu matem gününde sıla özlemi yapma imkanım yoktu. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Ninenin erdemli hayatını öğreniyordum. Bu beni büyülemişti.
Daha sonra yeniden gelecektik. Abimle dünür sözleşmişlerdi abim bu yerleri baraj suları altında kalmadan görmek istiyordu. Yıllar önce gittiğim bu yerlerle ilgili anılar zihnimde canlandı:
‘’Lise sıralarında öğrenciydik. Yılsonu tatili fındık toplama teklifi geldi komşumuzdan. Tabi kabul ettik. Üçkardeş ve mahallemizden birkaç kişiyle Adapazarı dolmuşuna bindik. Yolda tekeri patladı. Bekledik, şoför değiştirdi lastiği. Yola koyulduk.
Adapazarı’na gelmiştik. Oradan Karasu garajına yürüdük. İlçeye kalkan tek otobüsü beklemek zorundaydık. Gecikerek geldi. Hava sıcaktı, ama biz sabrediyorduk. Sonuçta işçiydik, çalışarak para kazanacaktık.
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Aralar ki zorunlu, programlar sorunlu,
Kapattığımız zaman, oluyoruz huzurlu…

Sorun şimdi çözüldü, televizyon ahırda,
Zaten ev de ev değil, tüm kusur şahsımızda…

Nerede eski günler, doya doya izlerdik,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Ev ahır dahi olsa olmaz televizyonsuz,
İçinde bir şey yoktu, oluyordum sorumsuz…

Sineması, haberi, tamamıyla severdim,
İçi çok boşaltılmış, buna çok sinirlendim…

Kapalı ortamdayım, burası bir tür hücre,
..

Devamını Oku
Ahmet Murat Fakihoğlu

Elim ağaca,
Başım Yaprağa,
Ayağım Toprağa
Değsin diyorum.
Bir ev istiyorum

Bahçesinde asması,
..

Devamını Oku
Selma Güneş

Aşk nere gittiii. İşte bu feryadı basmadan önce aşkı nasıl elimden kaçırmam, bunu bilmek lazım. Kadın yada erkek, bedensel farklılıkları bir tarafa bırakırsak hepimizin sevilmek sevmek denen o doyuma ihtiyacımız var. Aşk bir heyecan fırtınasıdır. Olağanüstü şeyler hisseder hatta yaparsınız çoğu zaman,o zamanlarda herşeyde bir abartı yaşanır.Her zaman ki elbiseniz,eviniz,yürüdüğünüz yoldaki ağaçlar bile farklı gelir,oysa herşey aynıdır sadece siz aşık bir gözle bakmaktasınızdır etrafa..yakında görüş mesafesin de ıse o aşk duyduğunuz aşkınız siz uzaktan olsun görebilmek için defalarca denenmemişleri bile denersiniz..ya uzakta ise işte aşkın ızdırap defteri sayfalarını açmıştır çoktan..Şarkılarınız hasret çığlıklarıdır,halay bile çekseniz ritminde özlem vardır mutlaka...Ya şiirler, kiminde kavuşmayı,kiminde uzaklığa isyanı,bir çoğunda da o an ki ruh halinizi etkileyen ne varsa onu dökersiniz dost satırlarınıza..satır aralarındakileri aşıklar daha bir anlar..nedense.. Ya da sessiz iletişimler yaşarsınız. bakışında, yüzünde oluşan her mimik sizin radarınıza girer,binlerce gelgit yaşarsınız o kısacık zaman aralıklarında bile. Birgünnn..işte o gün yakınlığın günüdür.Gün bugün vakit bu vakittir hani..Gözlerin başlattığı yolculuğa iki kişi çıkarsınız. O anda yine renk değiştirmiştir tüm alışık olduğunuz mekanlar,olumsuz, berbat görünen ne varsa sizlerin pembe gözlüklerinizin ardında nede farklı görünür.Hayat ne güzeldir..lay lay lomm. Para.. ne önemi var canım. Aile.. ben seviyorsam ailem dünden sever..ya da onlar bizi rahat bırakırlar canım..Annem sen mutlu olursan (onunla) ben daha çok mutlu olurum.Yalannn.. Hiç bir ebeveyn o yaşa kadar onu seven sevdalısından öyle kolay vazgeçmez. Elinde saçlarından yapılı süpürgesi,ömrünü verdiği banka kumbarası vardır. Nasıl olur...olmaz... Hadi o kadar uzağına gitmeyelim yine o ilk el tutuşmaya dönelim. Dönelim mi.. Döndükkk. Gözler birleşti..kalp atışları 110 a çıkmış eene oluyorr, etkileşim başladı. Boğazınızdan akan o sıcak şey ne. Halbuki daha bir şey içmediniz.. Belkide kış ayazında o an parkta,yada sahildesiniz soğuk,ama ikinizde hissetmezsiniz,hatta terleyen ellerinize 320 volt elektrikle yüklenmiş vücüdunuzdan dışarı taşan sıcaklığa hayret edersiniz. İşte aşıksınız..Buna benzer bir sürü olağanüstü duygular sizi sarmıştır artık.O gün,belki de bir daha asla yapmayacağınız bir şeyi yaparsınız.. Birbirinizin gözlerine bakarsınız,bakışlarda aşk konşur..siz susarsınız.. ilk günlerde ki bu heyecan fırtınası,tabiatın gereğine de bağlı olarak yerini daha hafif esintilere bırakır. Bu arada sizler konuşmaların en faturasızını,uykuların en hafifini, gülme ve ağlamaların zamansızlarını yaşarsınız.Yemek yemeyi,onu düşünürken unutursunuz, onun olmadığı zamanlarda..Herkese karşı ne kadar da sevgi dolar yüreğiniz.Üst kattaki komşu dün üstünüze halı çırpmış bile olsa, başınızı kaldırıp ona gülümsersiniz..Hayat ne güzell,aşığımm, kuşlar gibiyim..yada herşeyi yapabilirimmm güçlüyüm benn aşığımm. Zaman geçmeye devam ediyor...ilk günlerde buluşma yerine erkenden gelen sevgililerin geciktim afedersin, trafik tıkandı..tam çıkarken misafir geldi gerçekleri başlar. Burkulmalar,incinmeler, acabalar,yoksalar düşüncelerinizin yatılı misafirleri olur artık..Belkide ailelerle tanışılmıştır bie bu arada..İki aileninde tek düşüncesi vardır başlangıçta 'yavrumuz mutlu olsun' üzerimize düşen neyse yaparız.Ben bu sözü bir çok aile için çok gecikmiş bir eylem bulurum.Çocuğun hayata hazırlanmasında,ailedeki örnek yaşamın büyük rolü vardır.Her insan öncelikle ailesinden gördüklerini kopyalar hayatında, sevgiyi,saygıyı,değer vermeyi,şiddeti,küfürü vs daha birçok şeyi adının evlilik olduğunu ögrendikleri,evlilerin evlerinde öğrenirler..tabi bunda o evin ev mi yuva mı olduğu konusudur işin bam noktası.,yuva ise içinde olumlu alışkanlıklar edinebilirsiniz. Amaa sadece ev se yaşanan birlikteliklerde olumsuz ne varsa,kopyalandığı için taşırsınız hayat boyu..'biz böyle gördük'.hayırrr efendim..olmaz, yaşayacağınız hayat farklı olmalıdır.Ne siz annenizsiniz, ne o babanız, yada o sizin anneniz değil,sizde onun babası değilsiniz. İkinizde farklı bireylersiniz, aileniz,kültürünüz,hayat felsefeniz,arkadaş çevreniz,belki işiniz hatta diş fırçalamanız,giyim tarzınız farklıdır.Bu örneklemelere daha yüzlerce farklılık eklenebilir. işte aşk bu farklılıkların farkedilmesi haline kadar fırtına haline devam eder.Zaman durmaz..insanın da doğası gereği durağan olması beklenemez, Fırtınanın ardından güneş açar bazen..dingindir.Onun ışığında huzur bulursunuz, gözlerinizde o pembe gözlükler yoktur ama. renkler parlar,herşey aslına uygundur.İşte bu sevgidir. Kalıcı olan budur.Tüm farklılıkları farkederek birlikte olmayı istemek..sevmek. Ayakları yere basarak,olduğu gibi,değiştirme savaşına girmeden,üstünlük kompleksine kapılmadan,onu sadece onu yaşamak,Aşkı bir guguklu saate koymak lazım bence.Yada takvimlerdeki her ayın 1inci gününe...saat başı heyecanı hatırlatsın. Ayın ilk günlerinde geçmiş ayın yaşanmışlıklarının ardından heyecanı tekrar hatırlatsın diye..Aşk ve sevgi o zaman kaybolmadan, bir yerlere kaçmadan hayatımızda olurlar belkiii.. ne dersiniz...
..

Devamını Oku