Seiko marka saatinin alarmı ile,
Osman Abi'nin kızı uyandı sabah ile;
Fransız tipi balkonundan güneşe baktı,
Birazcık gerindi ve sonra küpesin taktı.
Medya sığır çobanı, koca dünya bir sığır,
Öyle bakıp durması hooh! Hoh öküzüm, hoh!
Hep seyrede, seyrede, oldular birer sağır;
Epeyce zor duyması hooh! Hoh öküzüm, hoh!
Bir kez bile duyurmaz HAARP'ı, Baphomet'ini,
Londra'da bir camiye bir imam gönderilmiş,
İslamı anlatacak ona görev verilmiş.
Camiyle ev arası her gün gelip giderken,
Sıkça aynı saatlerde yolculuk ederken,
Yıllar önce bir tezgahın içinde kalmıştık
İki elim olayı peş peşe yaşamıştık.
Uzatmıştı kör şeytan bize yine elini,
Bizi karıştırmaya yine çatal dilini.
Sahabeler İran'ı fethettikleri zaman,
Persopolis'te saraya geldikleri zaman,
İki büyük kitabe görürler girişinde;
İkisi birbiriyle sanki yarış halinde! ...
Yedi eylül ne günü hadi bilin bakalım?
Anne baba sevgili hadi deyin bakalım?
Her güne gün uydurdu, zamane sırtlanları,
Hadi bakalım alın gömlek pantolonları...
İstanbul'da ecnebi mahalleleri varmış,
Bazen ayrı bazen de iç içe yaşarlarmış,
İstanbul'a gidecek olanlara derlermiş,
Nasıl gideceklere yol tarif ederlermiş,
Gelişmemiş bölgelere doğru gidildikçe,
İnsanların sosyal düzeyi geriledikçe,
Sosyetenin sayısı giderekten azalır;
Sosyetelik işleri beş on kişiye kalır.
Masonluk kötü değil demiş bir tane hoca,
Sen ki nasıl söylersin bunu bize ah hoca?
Bunu bilmiyor musun? Sen nasıl hoca oldun?
İmanından olursun aman ha eyvah hoca!
Madde çok ön planda insan onun bekçisi,
Aman ha kapan olur malının nöbetçisi.
Aşk ayaklar altında, fahişelere kaldı,
"Lalelide on rus aşk yaparken yakalandı! "
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!