Yedi Eylül Ne Günü? Şiiri - Kazım Karagöz

Yedi eylül ne günü hadi bilin bakalım?
Anne baba sevgili hadi deyin bakalım?

Her güne gün uydurdu, zamane sırtlanları,
Hadi bakalım alın gömlek pantolonları...

Eskiden kitap alınırdı bu tür günlerde,
Onu da bk. ettiler "alırsak ne derler de"

Yok, yok bilemediniz yedi eylül ne günü!
Bu günden pek hayır yok karıştıralım dünü;

O zaman takvimlere bir bakalım, bakalım,
O sarı yapraklarda ne yazıyor bakalım...

Takvim yapraklarında yazardı bütün bunlar,
Geçmiş senelerdeki o günlerde olanlar.

Tüketim için günler icat edilmemişti;
Sentetik bir dünya yoluna gidilmemişti...

Doğayla iç içeydi takvimlerimiz bile
Kocakarı soğukları, hamsin, nevruz ile,

Leyleklerin dönüşü bile yazardı onda;
Ayın evrelerini yazarlardı en sonda.

Günlerin kenarına yazmışlar dize dize,
Yedi eylülü buldum okuyayım bak size;

Bıldırcın fırtınası yazıyor bakın bu gün,
Araştırdım dinleyin ne oluyormuş o gün;

Kendini yolda görsek budur diyeceğimiz,
Hatta bazımıza nadide yiyeceğimiz,

Göçermiş, soğuk yerden sıcacık iklimlere,
Yani bu göçmen kuşmuş uyarmış mevsimlere...

Yani Ukrayna, Rusya'da yazı geçirirmiş,
Geldi göçme zamanı mevsimi bitirirmiş.

Yedi eylülde bizim karalara çıkarmış,
Öyle uzun mesafe ki canları çıkarmış,

Bir ışık bir karaltı görse hücum ederler;
Belki de aklı sıra karaya çıktık derler...

Arkalarında rüzgar olsa pek sorun yok da,
Sakin bir zaman ise onlar o yorgunlukta

Şişer, sağanak yağmur gibi yağar oraya,
Bulduğu bir ışığa çıktım sanır karaya...

Bu yüzden, balıkçılar tedbirli davranırmış,
Yazık ölürler diye ışıksız avlanırmış...

İşte asırlar boyu yaşarmış ecdadımız;
Onlar da bir can diye bakarmış ecdadımız! ...

Leylekler için bile vakıf kurmuşlar onlar,
Gelsin konsunlar diye yuva kurmuşlar onlar...

Gazetede bir haber okumuştum geçende;
Burukça garip hisler bıraktı yazık bende!

İstanbul'da AVM bakın neler yapmıştı;
Kuşlar konmasın diye dikenle kaplamıştı! ...

Çatısı terasına dizmişti sıra sıra,
Güya temiz olsunmuş oralar aklı sıra!

Kazara gelip konup yaralananlar olmuş,
Kaçıp kurtulmak için kanat kuyruğu yolmuş,

Nerden nereye geldik gördünüz mü dostlarım;
Acaba ne değişti yani bugün dostlarım...

Uygarlık bizimkiyse ecdadımız ne idi?
Bizi böyle görseler onlar bize ne derdi?