Yabancıyız senle, sanki el gibi,
Oysa nede büyük aşkımız vardı.
Seni sevmek acı bir bedel gibi,
Ayrılık olunca dünyam karardı.
Bulutlar ağlıyor feryadım duyup,
Zalimlere çanak tuttun,
Garipleriyse unuttun,
Döne döne hep avuttun,
Yalan dünya, yalan dünya
Bizden önce kaç bin nesil,
Geçip giden yıllara,
Sanki inat ederek
Kaldılar hep yanımda,
Hâllerimi bilerek
Her birinde bir başka,
Kaybettiğin aşkını,
Arıyorsun şimdi sen.
İzine rastladın mı?
Var mı yerini bilen.?
Hiçbir şey söylemeden,
Benden, beni alan yıllar.
Günlerimi çalan yıllar.
Yaşanmıyor eski anlar,
Tek tesellim hatıralar.
Nasıl da geçip gittiniz,
Bir daha ismini anmayacağım,
Yalan sözlerine kanmayacağım,
Ateşine düşüp yanmayacağım,
Yemin ettim artık, aşk denen şeye.
En güzel yılları ben sana verdim,
Yeter ki mutlu ol, boş ver sen beni,
Acılar bir parçam olmuşlar zaten.
İster miyim ben senin hiç üzülmeni,
Sevda çiçeklerim solmuşlar erken
Kaderde bunu da yaşamak varmış,
YAŞIYORUM KENDİMCE, BİÇİLEN AHVALİMİ (Sokak çocuğundan sesleniş)
Bir günahın meyvesi, sokağa atılmışım,
Kopiller arasına sıradan katılmışım.
Onun bunun artığı olmuş doyumluk aşım,
Yaşıyorum kendimce, biçilen ahvalimi.
Hasretin yüreğimde için için yanan kor,
Yıllar geçtiği hâlde, neden hâlâ sönmüyor?
Ayrılık denen şeyi çekmeyen ne bilsin ki?
Yalnızlık acısını yalnız kalan anlıyor.
Yıllar gelip geçse de mevsimler değişse de,
Belki bir sözde,
Belki bir gözde;
Tarifi imkânsız
Belki bir gülüşle,
Hüzünlenir gönlüm,
Yıllar öncesine dalar giderim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!