Ne gündüzüm gündüz, ne gecem gece
Hayalin gözünden gitmiyor oğul!
Kanıyor yüreğim inceden ince
Bu çile çekmekle bitmiyor oğul!
Yandı alev alev gönül harmanım,
Her şey gönlüm gibi bir garip şimdi
Mevsimler bir başka ben bir başkayım
Yar vefasız felek halimden bihaber
Dertlerin biri gelir biri gider...
Bitmeyen hüznün kıskancında,
"Düştüğümüz hale bak, hani nerde adalet!'
Adam ipte bin hüner, dalkavuktan bir çember,
Her sakala bir tarak, uyduruyor bu berber.
Haya bilmez utanmaz, yalan içinde yalan,
Anam canım anam!
İyi niyetlim, yufka yüreklim.
Çırpınışın revamıydı,
Yükü dünyadan ağır ömrüne.
Kime yarandı çabalayan ellerin.
Gözlerindeki inci tanelerini,
Anlayamazsın sen beni
Gölgeyim ben kendime...
Bütün kelimeleri silinmiş,
Ve imlası olmayan bir misra yım,
Yalındır tüm cümlelerim,
Her harfinde acıların ayak izleri...
Vefanın, dilin, duygunun, yüreğin el ele, yüz yüze,
iç içe girdiği, gönül gönüle birleştiği, bir gül bahçesinin güneşlenmesidir dostluk.
Fırtınalarda, boranda yüreğimizin ısınmasıdır.
Dost; hayatımıza renk katan, doğruya ve güzele birlikte yürüdüğümüz kişidir.
İnsan, onunla huzur bulur.
Ne zaman gözlerim,
dalıp gitse uzaklara...
Acılar yüreğimde yankılanır...
İçimde dalgalar,
dudağımda şimşekler haykırır.
Bedenim sızlar yüreğim titrer,
Gülmez oldu gözlerim yalnız kaldım uzakta,
Çırpınıp durmaktayım düştüğüm bu tuzakta,
Bela dikenleriyle sarılmış cümle yanım...
Ne ateş kalmış işte ne kül kaldı ocakta,
...............................Yüreğime saplanan,
bu hançer baktım senin,
Ölümün günü saati yok evlat...
Toprak aldığını geri vermez...
Ölüm her canlı için alın yazısıdır...
Bir ezan ile geldik bir sela ile göçüp gidecegiz.
Ya sonrası kiminle nasıl ve ne ile anılacağız...
Ömrümden silinmiş bir bir seneler
Gündüzler geceye karışıp gitmiş
Anılarda kalmış solan resimler
Mevsimler aylarla yarışıp gitmiş
Bir yetik umudum düştük peşine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!