Hak aşkına, Hakka koş,
Rabbim demek ne de hoş,
Birliktedir güzellik;
“Birsin” de hep “Bir”le coş…
Rabbe niyazla dolmak,
YALNIZLIK-2
Yine akşam yine gece...
Bende dert binbir hece!
Kimse sormaz halin nice,
Yine hüzün yine gece....
Ve ben, yine yalnızım!
Yaşatma zevkini duyar çilekeş,
Dervişin ruhuna damlayan sudan,
Yudum yudum içip kanar çilekeş.
Hakkı söyler bıkmadan, usanmadan,
Sahabe ruhuyla koşar çilekeş…
Gidiyorsunuz
(Bu yıl mezun olacak öğrencilerime bir sesleniş)
Sizler, birer birer gidiyorsunuz.
Bizler, mahzun ve kederli...
Sizler, yeni bir okula merhaba derken,
Bizler hem coşkulu hem elemli...
29. 09. 2000
Gurup vaktinde, İstanbul’u bir ateş sarar.
Kaybolup giden günün ardından,
Ey nefsim, hele bir anlat, bu dünyaya niçin geldin?
Varlığını et bir ispat, nesin sen ve nedir derdin?
Şeytana arkadaş olur ve oturursun tahtına,
Kendine bir yoldaş bulur, zulüm edersin bahtına.
Her eylülde bir rüzgâr eser,
Kulakları okşayan bir şarkı misali
Sevgi nağmeli, bilgi nağmeli…
Yaz sıcağını sonbaharın serini alır.
Serinler çehreler, baharın esenliğiyle…
Geçiyor saniyeler ha bire tik tak tik tak...
Gaflettesin ey nefsim, dön de bir arkana bak.
Ercan Kurban
15.12.2012 / İstanbul
İnsanım der ve insanlığı bilmez,
Yer, yutar; siler, süpürür, götürür.
Ağzından yalan yanlış laflar dökülür,
İnadından bir türlü yola gelmez.
"Hak" diyene, türlü iftira atar,
Mazi sayfasında dolaştım durdum.
Yaşadığım günlerle bir bağ kurdum.
Acıda, coşkuda esip savruldum.
Yeniden yaşadım hüznü sevinci!
Beni mesrur eden aşkı özledim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!