Dağlar duaya durmuş eller semada,
Altay’ın karlı yüzü damlamış suya.
Issık Göl pek sedasız sanki niyazda,
Tüllenir derin sularda eski rüya.
Kar bir kefen gibi sarmış Alato’yu,
Yukarıdan bakışı sert ve de vakur.
Ne Olur
Ne olur kulak verin sesime,
Duyun beni ne olur,
Muhtacım duanıza,
Durgunum, kırgınım…
Ne içindeyim zamanın,
Geçen yıl küçücüktüm, ufacıktım,
Kiloda hafif, boyda kısacıktım.
Büyüdüm, serpildim, okullu oldum.
Okudum, öğrendim, bilgiyle doldum.
03.10.2007
Rahmetin, bereketin sağnak sağnak,
Dünyanın her bir yanına yağıyor.
Seninle ruhlar duru, gönül apak
Seninle kalplere huzur damlıyor.
Ömür denen ırmak durmadan akar,
Anlamaz insan nasıl geçtiğini.
Âh eder, döner bir maziye bakar,
Kuşatır ruhunu derin bir efkâr.
Zaman aynasında bakar kendine,
Bülbül ve Gül
Bülbül güle âşık imiş,
Gül bu aşka hiç kanar mı?
Bülbül daim şakır imiş,
Gül o aşkı hiç duyar mı?
Beyaz beyaz, lapa lapa düşer yere; her biri bir meleğin elinden.
Bürünür yeryüzü bir çarşafa, rengi kundağın ve kefenin renginden.
Perdeler aralanır ve seyre dalar insanlar, kiminde binbir neşe...
Kimindeyse acı ve hüzün, harmanlanır ve sıralanırlar peş peşe...
(Nefsime sesleniş)
Ne kadar çok dert çeksen de isyan etme, dön Rabbine…
Izdıraptan âh etsen de isyan etme, dön Rabbine…
Hazin hazin ağlasan da isyan etme, dön Rabbine…
Karaları bağlasan da isyan etme, dön Rabbine…
Sayfalar yırtıldı bir bir geçti ömür yel gibi
Zamanı durdurmak ne mümkün akıyor sel gibi
12.12.2012
İstanbul
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!