Ne kahırdır, nede keder bu
Kalemin gözyaşı , kâğıdın ağıtıdır.
Bir uzun çizgi , bir kısa nokta.
Ayrılığı yok sayar gibi ,
Çıkmaz sokaklarla kavgadır bu.
Işıkları sönmüş caddelerde koşar gibi,
sana yazıp duruyorum yine
ne vardı cekip gidecek
ne vardı beni boyle tek başıma bırakacak
soz verdimde durmadım mı sözümde
oysa derin sular sessiz akarmış
tıpkı
Kayboluşun eşiğindesin artık bende
Tükendin sayılır
Düşündüğümün yarısı kadar anlatmıyorum seni
Değerini en aza indirdi yüreğim
Sen gittikten sonra bıraktığın yerlerde
Sormama gerek kalmadı
ocaklar kurdum sıcacık
kimbilebilir kac sırrı sakladım
kacını ele verdım.
o geçikmiş hesaplarda
bahar yalvarırım çek git işine
salma üzerime çiceklerini
Bazı şehirler ayakta durur, ama yıkılmıştır,
İnsan da öyle, içten içe çöker.
Kırık aynada yüzüm eksik değil artık,
Çünkü parçalarla da yaşanır bazen.
Yıkılmadan yaşamak, hiç düşmemek değil,
Düşmeden yürüyebilmek tüm çabam.
Zamanın acımasız cizgisi arasında.
Tüm çabam seni daha çok sevebilmek için.....
Gözlerin her zaman aynı ışıkla baksın.
Kelimelerin ilk yazdıgın andaki gibi etkili olsun.
Sen öylesine alışkınsın ki bunlara.
Gönül ufkumda gamla yandı dertli bir hayal
Ki kâh serin bir esintidir, kâh ağır bir hal
Hüzünle çizdi yâd ellerde kalan izleri
Aşina gözlerde saklı eski yıldız izleri
Bir gülün soluşunu seyreder gibi
Yavaş yavaş eksildim senden
Bir bakışın yankısı kaldı duvarda
Sesin değil sessizliğin ezberimde
Zamanın gölgesinde kaldım
Bir yol var önümde,
Ne başı belli, ne sonucu.
Gitsem eksileceğim,
Kalsam yarım kalırım.
Bir ses var içeride,
Dağların doruklarında yankılanır,
Bozkırın sesi, bozlaklarla dolu.
Yüreğimde yangın, duman dolu,
Bozkırın çılgın rüzgarı savurur beni.
Göçer kuşlar gibi dolaşırım,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!