Gözlerinin kahvesi;
Kahveyi neden sevdiğimin hikayesi...
Ne geceler yetiyor, ne gündüzler.
Bitmeyecek gönlümün telaşesi...
Derin karanlıklarıma,
Burnumun direği sızladı.
Gözlerim doldu.
Lakin,
Akmaya kıyamadı gözyaşım...
Bir suya dönüşmek istemedi.
Göğe selam verme derdinde.
Beni gözetleyen binalar.
Tepenin ardında oğullarım.
Yokluğumu sorgulamaktalar...
İçtiğim sıvıya sarhoşluk veren benim.
Kalbi nerede ise orada olamayanların,
Topuklarının çıkaracağı sesten ürkenlerin,
Hayatının yarısını çocukların doldurduğu,
Gurbet kadınlarının hikayesi bu...
Öyle omuzları var ki onların;
Yazdıklarıma gülümsüyormusun hâla.
Hâla sol elle mi yazıyorsun leyla.
Benin duruyor mu hâla, sol gözünün altında.
Anlaşılan beyaz da giymiyorsun bu aralar.
Hâla yokum demi kalp aralığında...
Bir çay içimi gelecektin hani.
Vurgun yedi hayallerimin yarısı.
Yokluğuna razı değilmiş meğer yüreğim.
Arkanda bıraktın bir günah kırıntısı...
Bir dua buyur gönlünden.
Şu hasta ruhum bulsun şifa.
Bronzlaşmış tenimden,
Buruk bir mesaj var insanlığa...
Bıraktım ülkeleri fethetmeyi.
Evet, içimde var yazmak.
Ama olmalı bir sebep çoğu zaman.
Bazen direk, bazen dolaylı.
Ben bilmem, kimdir ilham kaynağı...
Uzaklar yakın,
Altmışlarda zenciydim.
Doksanlarda müslüman
Zulümler bende denendi ilk
Ben ilk öldürülen insan.
Kaybedenlerde seri başı
İçkili dudakların amini.
Abdestli bedenlerin günahı.
Boşa yankılandı biliyorum.
Aklımın imdat çığlıkları...
Solgun yüzüme methiyeler,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!