Pişmanlık duymak,
Benim en köklü geleneğim.
Bin kere görsem o çıkmaz sokağı,
Hepsine de, ayrı ayrı gireceğim...
Emin olacağım aptallığıma.
Uçurtma uçurmadıysam küçükken.
Bisikletle fink atmadıysam sokaklarda.
Açılamadıysam sevdiğim kıza.
Ben değil, hayat nankör.
Çocukça hareketlerimi mazur gör.
Kıyıya dalgaların basitçe vurduğunu sanıyor,
Zahire göre hüküm veriyorlardı.
Haklıydılar.
Göremiyorlardı, göremezlerdi...
Şöyle anlatayım;
Denizler yaşasın, ölmesin.
Gidenler gayri gelmez geri.
Yıkılacak elbet bir gün,
Emperyalizmin fildişi kuleleri...
Dert mavisi bir göğün altında,
Yolunu kaybetmiş kadınlar.
Zihnimin zifiri karanlığında,
Eyleme geçmemiş günahlar...
Ne geldiyse başıma,
Dilimi ısırmadığımdan.
Kalbimi bir kuyu farzedip,
Atılan taşları çıkarma arzusundan...
Dna'mı teslim ettim bir peçeteye.
Nereye yürüyor bu ayaklarım.
Yok ortada bir hedef.
Varsada flu kabilinden.
Durup düşünmeme yardımcı bir direk.
Veriyorum sırtımı,
Onca yılın ağırlığını.
Kaprisime,
Duman altı kalışına,
Harcadığım elektriğe,
Tükettiğim gençliğe,
Diren gece...
O uzaktan gördüğüm aşk mıdır ?
Vücutta direnç bırakmayan.
Baş rolü verdiğim yar mıdır ?
Yankıma akis bile olmayan...
Dipsiz kuyuna sürükle beni.
Nükleer yalanlar söyledim
Ömrüm kısaldı bu yüzden
Bir vaad olsaydı yaşardım
Dişi kuşun yokluğuna rağmen
Bir şükür secdesi bekler beni




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!