Şarlo, sessiz sinemanın eşsiz starı,
O çağda O'na özenirdi çokları.
Açıkgözün biri açmış bir yarışma;
'Şarlo'nun benzerleri, haydin podyuma!
Birincilik ödülü şu kadar dolar,
İsteyenler yüz dolara kaydolurlar.'
Her gün yeni bir olay, eskisinden beter,
Beyni olanı terletiyor, buram buram...
Beyinsizler zevk denizinde batar,
Enişteler sırada ya, her gün bayram.
(İstanbul:02.04.2005)
Akşama kadar ve sabaha kadar,
İnsanlarla dolu hep şu sokaklar...
Enseler yığılmış, gidiyor kat kat,
İçimden geliyor okkalı tokat.
Şöyle inip kalkan kalçalara bak,
Ne güzel atılır bunlara şaplak?
Bu günkü harflere şöyle bak,
Kimi keskin kimi yuvarlak,
'Elif'te hiçbir kusur var mı?
Onunla yazılıp okunur Hak...
(İstanbul:18.12.2004)
(Allah'ı zikredenle etmeyen kişiler arasındaki fark, diri ile ölü arasındaki fark gibidir. Hadisi şerif.)
Bir çakıl taşı aldı Rasül avucuna,
Tuttu sahabenin kulağının ucuna,
Buyurdu ki; dinle, duyuyor musun bir ses?
Taşta ses vardı, sanki alıyordu nefes...
Damarlarım boşaldı, içim buruk,
Boğazımda durur bir, koca yumruk,
Gündüzler gece oldu, aklar kara,
Hatıralar perişan, günler savruk.
Etmedi bana vefa, hiçbir günüm,
Gücünüze şapka çıkarıp eğildi,
Gömlek atıp çuval giymeyi de bildi,
Kırmızı çizgiler? Sizin için sildi!
Ey Amerika bak, kızıp da köpürme,
Sakın bu adamı deliğe süpürme! ..
(12 Eylül darbecileri yargılansın)
DARBE DAVASI
Daim alkışlamak zorunda bırakıldık,
Başarılmış darbe davası olmadı hiç;
Armudun sapı üzümün çöpü derken,
Milyonlar çöpe mahkum... Biz içip yerken...
(İstanbul:14.01.2006)
Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra...
Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve
bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir
arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size
nakletmek istiyorum.
Ekrem ŞAMA.......
anlatılmaz, yazılmaz,
yalnızca tanımak gerekir.....!
tam bir İstanbul Beyefendisi...
çok üzüldüm yapanı kınıyorum siz kimin yaptığını biliyorsunuzdur çok terbiyesizce bir şey
Nasıl anlatmak gerekir biliyorum şair Ekrem Hoca'yı...Nasıl uyandırmak gerekir uyuyan kelimeleri...Yüreği kayı,yüreği sanki mazide çınar...Sanki vatan için ölmüş hala vatan için yanar...İsterdim her şeyden çok onun gibi olmak...Yürü desen dağları aşar...Ağla desen yatağına sığmaz taşar...
Gıpt ...