Çayırda oturmuş güneşleniyordum ben,
Değişik bir ses işittim, dereden gelen.
Bu seste bir tuhaflık sezmiştim doğrusu,
Uzanıp baktım ki, bu bir karga yavrusu.
Çalıya takılmıştı, atıyordu çığlık,
Kurtarayım dedim, ölmedi ya insanlık?
Akılların kantarınca,
İbretliktir her karınca...
Koloni için çalışır,
Hakk'ın emri uyarınca..
(İstanbul:30.05.2005)
İki yakamız bir araya gelir sandık,
Beytülmale ehil kasadar geldi diye;
Hasılatı eve taşımış, sandık sandık,
Niyet soygun değil(!) , kasa dar geldi diye…
06.03.2008
(Kavanoz dipli dünyada nelere şahit oluyoruz?
İslamın ilk yıllarında Peygamberimiz (SAV) e ve müslümanlara en büyük kötülükleri yapan nice insanlar, sonradan müslüman olarak dine ve dindarlara en büyük hizmeti yaptılar.
Ebu Süfyan (RA) ve İkrime (RA) isimleri bunlardan sadece iki örnektir. Yine o devirde Peygamberimiz (SAV) in dizinin dibinde feyz alan ve en uç noktalarda görev yapan bazı insanlar da, bir anda dinden çıkarak düşman oluvermişlerdir. Peygamberimizin zekat memuru Abdullah bin Hatal ile vahiy katibi Abdullah bin Sa'd sadece iki örnektir.
Çağımızda da insana çelişkili gibi görünen bu tür olaylar yaşanmaktadır:
Seksen küsür yaşına gelene kadar Allah'ın olmadığını savunan ünlü felsefe profesörü Ateist Antony Flew; 'Yeni anlıyorum ki Allah varmış, ben hep yanlışta imişim.' dedi. Ateist olduğunu her fırsatta dile getiren ünlü gazeteci ve köşe yazarı Serdar Turgut da yanıldığını ve artık Allah'a sığındığını açıkladı. Ömür boyu dini savunanlara gerici, yobaz, bağnaz ve laiklik düşmanı diye sıfatlar takmış bulunan ünlü siyasetçi Rahşan ve Bülent Ecevit çifti, yazılı bir açıklama yaparak; başbakanının ve bakanlarının çoğun İmam Hatip kökenli olan 'Hükümetin dinimize ters icraatları yüzünden, hıristiyanlığın yayılmakta olduğunu ve İslam Dini'nin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldığını, misyoner faaliyetlerinin arttığını, her sokakta kiliseler açılmakta olduğunu ve tedbir almak gerektiğini' ifade ettiler...)
Onyedi Ağustos, muazzam bir olay;
O gece çatladı altımızdaki fay.
Harkes uykudayken, yer altı faaldi,
Okunu firlattı, enerjiden bir yay.
Ağzımı kapatan elinizi çekin!
Artık tüm gerçekleri, haykıracağım.
Dilime bağlanan şu görünmez ipin,
Düğümlerini bir bir koparacağım…
Sanmayın güzel yurdum sahipsiz kaldı,
Karanlıklar yırtılır, yüce davet zamanı,
Çevirin gönülleri, duyun kutsal ezanı.
İlahi diyarlardan gelir bu ibareler,
Şahitlik ediyor şu yükselen minareler.
Babalarımız derdi ki o asrın lideri,
Dünyamızı kurtaracak onun ilkeleri,
Üst üste konuldu da kaç liderin ciğeri;
O zaman anlaşıldı, Erbakan’ın değeri!
Hayattayken etrafında az sayıda kişi,
Düşümce bir evim vardı,
Düşünce sürgün odamdan...
Düşünce beynimi sardı,
Düşünce birgün o damdan...
(İstanbul:29.12.2005)
Ne dedin ne? Bir daha söyle, bir daha!
Erkekler ağlamazmış, ağlamazmış ha!
Bebek cesetleriyle, döşenmiş saha!
Erkekler ağlamazmış, ağlamazmış ha!
Ne diyorsun sen ha ne? Nasıl da dersin?
Ekrem ŞAMA.......
anlatılmaz, yazılmaz,
yalnızca tanımak gerekir.....!
tam bir İstanbul Beyefendisi...
çok üzüldüm yapanı kınıyorum siz kimin yaptığını biliyorsunuzdur çok terbiyesizce bir şey
Nasıl anlatmak gerekir biliyorum şair Ekrem Hoca'yı...Nasıl uyandırmak gerekir uyuyan kelimeleri...Yüreği kayı,yüreği sanki mazide çınar...Sanki vatan için ölmüş hala vatan için yanar...İsterdim her şeyden çok onun gibi olmak...Yürü desen dağları aşar...Ağla desen yatağına sığmaz taşar...
Gıpt ...