Sarıkamış’a düştü onbeşlilerin yolu,
Hiç belli olmaz Enver Paşa’nın sağı solu
Uçtu gitti Üçüncü Ordunun iki kolu.
Kar askeri yutarmış, öğrendik Sarıkamış!
Hazırlanmış kefenler, biçilmiş kar beyazdan,
Var mı bir kadın? ? ?
Desin ki; 'Erkek milleti senin adın,
Kadınları bu günde yeni keşfettin,
Geçmişte hiç hatırlamadan yaşadın…'
Var mı bir erkek? ? ?
Zaman su gibi akıp yiyorken asırları,
Kim bilir neler gördü, şu İstanbul Surları?
“İstanbul fethedilir; mutlaka fethedilir;
O beldeyi fetheden emir, ne güzel emir,
Toplu iş görüşmelerine başlanmıştır,
İşveren söz alıp konuşur, ağır ağır;
-Bizim işimiz tecrübe isteyen bir iş,
Yeni aldık, çok çok önemli bir sipariş.
Gördünüz, bizler severiz paylaşmasını,
Çalışalım, bitirip iş sözleşmesini...
Bir yer söylediler, gelincikler taptazeymiş.
Ziyaret eden çok az olurmuş, bu nasıl iş?
İnsanlar bilmez mi, mahşerin olduğu yeri?
Merak etmezler mi, burda yatar, dedeleri?
(((Sahte rakıdan zehirlenenler hastaneye kaldırıldı. Ölüm olayları var. Sahtekarlar aranıyor...)))
Haberi dinleyenlerin merakı,
Nasıl üretilmiş bu sahte rakı?
Bunlar akşamcının başına bela,
Sahteciler yakalanmamış hala.
Açıklandı herbirinin ölüm evrakı;
Şu kadar insan öldürmüş sahteci rakı.
Yenemiyorum kendimdeki şu merakı;
Kaç bin aile söndürmüş sahici rakı?
(İstanbul:11.03.2005)
Topraktaki servet, petrol gazlar madenler,
Önce listeleyip sonraya sakladılar...
Bizleri biz yapan kendi değerlerimiz,
Önce listeleyip sonra yasakladılar.
Artık dedem fersah fersah yukarda kaldı,
Beli kırılacak yine suçlu ve suçun,
Işığı göründü, Ramazan’ın, orucun,
Ey oburluk, dama atılacak papucun!
Işığı göründü, Ramazan’ın, orucun!
Göz nurumuz ana, dış kabuğumuz baba!
Çanakkale Sargıyeri Şehitliğini Ziyaret...)
Dinle, ne anlatıyor acaba şu kuş?
Listeleri okur gibi bu okuyuş.
Şunun okuduğu da kendi ağıtı,
Kahpe bir gülle ta canevinden vurmuş.
Ekrem ŞAMA.......
anlatılmaz, yazılmaz,
yalnızca tanımak gerekir.....!
tam bir İstanbul Beyefendisi...
çok üzüldüm yapanı kınıyorum siz kimin yaptığını biliyorsunuzdur çok terbiyesizce bir şey
Nasıl anlatmak gerekir biliyorum şair Ekrem Hoca'yı...Nasıl uyandırmak gerekir uyuyan kelimeleri...Yüreği kayı,yüreği sanki mazide çınar...Sanki vatan için ölmüş hala vatan için yanar...İsterdim her şeyden çok onun gibi olmak...Yürü desen dağları aşar...Ağla desen yatağına sığmaz taşar...
Gıpt ...