Ekrem Şama Şiirleri - Şair Ekrem Şama

Hiç farketmiyor eski eser, cami ve türbe,
Koca ülke yanıyor, baştanbaşa harabe.
Yüzbinler katlediliyor, ana, baba, bebe...
Alkışlayın, Irak’a demokrasi geliyor(!) ...

Mazlumların feryadıyla doldu arşı ala,

Bombasırtı diye anılır bu olay,
Anlatan Mustafa Kemal Kurmay Yarbay...
Gidip siperlerin en yakın yerine,
Şunları emretti, şanlı erlerine:

***

Herkes basıyor alarm ziline,
Hep endişelere konu, sudur!
İklim, çevre tamam… Şu biline;
Aslında su, ahlak konusudur…

11.04.2008

Barış” gelecek derlerse; “zulüm” demek,
“İşgal” kasdeder, “müdahale” diyerek.
“Global” derse; anlamı “modern sömürü”
“Hapishane” de, “işkencenin her türü”
“Türban” dan anlaşılır “ağır bir pranga”
“Fundemantalizm” sözü hep alafranga.

Bu özelliğini okumuş muydunuz?
Gösterişli giyimi sevmezdi Yavuz...
Kralın elçisi huzura çıkmak için,
Günlerdir hep bekliyordu özel izin.

Veziri Azam, etti vaziyeti arz:

Bir serüven ki, soluk soluğa,
Müthiş bir takip, tavuk tavuğa,
Yalan palavra, kuyruk kuyruğa,
Ey Türk milleti! Geçmişler olsun!

Tavuk yakıldı, hep canlı canlı,

Hep sen anılıyorsun ey Sütçü İmam!
Zor bir şey mi başardın, ki hiç de sanmam?
Başörtüsü uğruna bir mücadele,
O devirde zor muydu? Bir dinle hele:
Ey imam, bakıyorum o günkü devre,
Firavun kuşatmıştı hep çepeçevre.

Çanakkale’de savaşan Fransız bir general,
Hatırasında ne yazıyor, bak da ibret al.
Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim.
Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden.

Saçlarım düğüm kırık, hem tar ü mar,
Düzeltmek zor, bir ustura işi var.

Sokaklar dolu sapık, tomar tomar,
Düzeltmek zor, kör testere işi var.

Alim; ilimde aşama geçiren insan,
Arif; ilimi yaşama geçiren insan...

24.06.2007